I
Düşündüğün ışıklı bir geceyse, unut!
Çok eski bir şarkıysa, hatırlama!
Çocukluğunsa, bu garip akşam saatlerinde
Gözlerinden geçen;
Ağlama!
İşitme bir kadın sesinde yalnızlığımızı! ..
Ayrılıkların tılsımlı aynasında boy vermesin
Mahzunluğumuz.
II
Nedir kirpiklerinde biriken? Hatıralar mı?
Hisar mı, Küçüksu mu, Boğaz mı?
Erenköy akşamlarından kalma sükun,
Emirgan seferlerindeki haz mı?
Kandilli mi yaprak yaprak uçan avuçlarında?
Rüzgar rüzgar dolaşan saçlarında Çamlıca mı?
Işıklı bir gece mi titreyen dal uçlarında?
Çınar yapraklarının zümrüt düşüncesi mi,
Sabahların aydınlığında tükenen?
Yıldız yağmuruna tutulmuş kaderi mi İstanbul'un?
Yoksa gözbebeklerin mi?
III
Minyatür camileriyle Üsküdar mı, böyle her sabah,
Ezan-ı Muhammediy'le rüyalarına karışan?
Selviler mi, siyah aydınlığında değiştiren varlığımızı?
Günün beş mübarek vaktinde beş defa,
Bizi Allah'a çağıran minareler mi?
Süleymaniye mi, bağdaş kurup oturan yüreğine?
Sinan mı, nurlu bakışlarıyla aydınlatan ufkunu?
Mermeri yontan parmaklar mı özlediğin?
Nakışların yemyeşil dünyasındaki ışık mı,
Her dem tazeleyen ruhlarımızı?
Mümin ve sanatkar eller mi?
Feth-i Mübin-i Konstantiniyye'nin Fatihi mi,
Aydınlıklara açılmış penceresinden,
Hadis-i Şeriflerin ışığıyla gösteren yolumuzu?
Ve genç yürekli bir kartal gibi eğilen üstümüze,
Asırların ötesinden.
Kayıt Tarihi : 10.8.2004 17:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!