Senin Gozir Memedi de
İsdambolun orta göbeğinde
“-Yokarı Tırtar’lıyın abey” deyo ya
“-leen! ıhıcık kendisi burda ya”
……….
“-nasılıdı o Memet”
………………
“-dila(ğı) na yanarın haa yanaş şuraya”
…
“-o hesap işde
Tokmacıklı Bayram bizim köyden
Feleğin Sülemenine
bunu İsdambola
trikotac uçu götürdüğünde
buna
“-sen burada pırtıların başında bekle” deyo da
gel len şuraya adamın canını sıkma
bobayın şarap çanağına ha!
oyununda şer çıkasıca
ağzımı aşdırcan
hinci valla”
“-öte ğedin”
“-çekin sendellenizi”
.......
“-yau ne bileyin
dediğiniz gibi işde
buradan gederkene zati
adam bana
yalınız Bayram Ağa deği(l) , Göde Feyzi
adamın güna(hı) nı almayan
“-aman haa! dıkkat et
pırtıları çaldırma
eyi zapt ol parana da
burası İsdambol
çekiviriler valla
çaldırı-maldırı edersen gözüme ğörükme bi daha
valla burnundan girer gula(ğı) ndan çıkarın ha
biz bi taksi ünneyip gelelim
pırtıları yükledip
Bayrampaşaya gedelim”
“-duralakdan etirafda birileri dolaşıyo
açcık ileri ğediyollar
çaktırmadan beni dikizleyip
o değilden geri geliyollar
birileriynen gonuşuyollar
onnar gayboluyo, ötekinner bekleyo
aklıma arkamı dönünşe gapar-gaçarlar deye geliyo
hemi etirafı golaçan ediyon
bi eliminen de
ballenin ucundan dutuyon
iki ğündür yoldayız
bi tarafdan otur-otur insan yoruluyo
bi de; falan yere 30 kilemetre,
duralakdan 20
etrafa maraklanmakdan
hiç uyumamışıyın
gözlerimi zor açıyon
ödüm sıdıyo valla çok gorkuyon
ülen adamlar beni döğse de
pılı-pırtıyı yüklenseler ğetseler
ben neydecen
öteki adamlar beni kollarlar mı
yon(u) sa onar da
ötekinnerin heleşengimidirler
yol bilmen iz bilmen
bırak İsdambulu
Yalavacı bile görmemişiyin
ömrü hayatımda
bekle Allah bekle
Feyzi Abi görünürlerde yok
derken eyi keyimli, kravatlı,
memur bi adam geldi
ne bileyin nerden bi yerden
gelcek otopusu bekleycekmiş
adam bana;
“-delikanlı adın ne” dedi
ben asker gibi dimdik, hazırola ğeşdim
“-Mehmet Çay” dedim
“-aferim delikanlı böyle sert oldun mu
senin elinden uçan-gaçan gurtulmaz
nerelisin sen bakayın” dedi
ben gene tekmil veri ğibi
“-Yukarı Tırtarlı’yım ağbi” dedim
adam garnına depik yemiş gibi
“-haa! ” dedi
derin-derin düşünceye garıldı galdı
bana adamın başı döndü ğibi geldi
hinci aklıma ğeliyo da bazı
“-elin adamı İsdambul ğibi yerde
ne bilsin Yukarı Tırtar’ı”
deye gülüyon valla kendi-kendime
agam, Gul Osmana bazardan ısmarıç getirtmiş
bi laylom gömlek, bi gadife pontur
o da zağar satlıkcıya
“-işde huncucuk bi şiy” demiş
belki de bizim Halil’e deye aldı
valla orasını bilmeyon gari
ponturun paçası nerdeyse dizlerimde
zorunan iliğini ilikledik
belim garınca beli ğibi ğaldı şerefsizin
ömürde bi yeni elbise sa(hi) bı olmuşuyun
gömleğin yakasını zor-şer ilikleyinçe de
soluk bile alamayon
mezbur başımı gasıyon
birez de ondan
dimdik çıta ğibi duruşum
emme elin adamı ne bilsin işin bu cihetini
zati unutmuşuyun önümü iliklemeyi
yeni keydik deye
şika(ye) t file de aklıma ğelmeyo
Felek Sülemeninki demişsin
tamamen esgi-püskü
valla resmen dökük
anası ponturunun arkasını
yorgan ipliğiynen teğellemiş
paçası sökük
pabbası demişsin
haralda bobasının
bir-kaş numara böyük
benim yeni urbaların
güçcük geldiğini görünçe barabar
agam•
“-dila(ğı) na yana(yım) n
len Memet
çıta ğibi ütülü pantulu da geyince
fe(h) metdim ki
sen bu sene atıkmışsın
boyun irekmiş gari
öğsüzlükden yırtmışın
o bi seneye galmaz beni dutarsın” dedi
valla bi keyiflendim
guru(r) llandım ki
sorma
neyeyse
adam olduk öyle ya
“-ülen aklımıza ğelse de
sana bi de pabba ısmarlayaydık
onuda İsdabol’dan alısın” dedi
..
“-pabbanın çıkdığı yerden
eee para ğazanacan gari
anasına satayın”
da’ nere para ğazanıyon len
valla adam kırtıklı ğuruş gösdermedi de
neyise halal hoş olsun
geldi-ğeşdi
de! ona ğelcez
ben “-Yukarı Tırtar’lıyım” deyinşe
adam “-Aşağı Tırtarlı olsaydın bili(r) dim” dedi
“-Aşağı Tırtarlı kimleri bilisin” deyinçe de
adam “-sen! ” dedi
ben başladım saymaya
“-Mulla Hasannarın Kemal, Mevlüt, Memiş
Sülü Murat Şafiyimiş
hani Memonun Tahire ganat dakmış da
“-salla Tahir salla” demiş,
haydi yavrum pardıdan aşşa
arkasından itiymiş ya
o da bereket versin tersliğe çakılmış
gerçi siz de bilisinizdir
onnarın evleri hep yerdenevdir
bizim köyde yerden ev yok,
emme çoğ eveli varımış,
İbilinin Yaşar, Kerem Ali, Gök Musdafa,
Ülfet, Kaz Ahmet, Dereli
Somuncu, Dırıcı, Imak, İbik, Mıdık,
Osduk, Üsüğün Memiş
Candırmanın Hasan, Goca Gulak,
Goca Memet, Güçcük Ali
Güçcük Ali saman atkısı düzerimiş
Kireç Şakirinin Bolat, Cimelek Şakiri
Dingin, Gara Sülemen, Leyleğin Halil,
Eyvaz, Durgadının Hasan Ali, Memonun Nuri,
Ferudun, Sırlı, Halıcanın Mamıt, Oli Mamıt,
Hacı Köse’nin Cemil,
Berber Köse Durmuş, Alagöz, Torin, Bozayak
Gara Ğulak, Gara Kamil, Gara Bıçak
Dırdır Mustan, Kara Mutsan, Kör Mustan
Kerimin Amat, Derelinin Amat, Deli Amat, Deli Osman
Çomağaşanın Osman, Musaçavışların (Cöb(e)) Osman
Gadıro(ğ) lu, Gardik, Yanıç Osman
Dekelik, Güpbük, Gebiz Garısı, Zilli, Dare
Zübüd, Miyeser, Zale ”
“-afferim delikanlı sen
Aşağı Tırtarı benden iyi biliyorsun vallahi”
“-bilirin tabi, mesela………
sen İriciği biliyondur de(ğil) mi”
“-bilmemiyin hiş iri yarı bi adam, çok iri”
“-orasını ben bilmeyon da esgiden beri
salak salak gonuşuyomuş”
“-ne deyomuş”
“-ne bileyin valla işdecik”
“-dur amma, İricik ölmüşdür belki”
“-valla bilmeyon, orasını Allah bili
öldüyse Allah Irahmet eylesin
sağısa gulağı çinlesin”
“-amin de ne deyomuş”
“-o gayıpdan habar veriyomuş”
“-mesela” dedi adam
“-mesela efendime söyleyen
“gün gelceğmiş iki köyün arası gapancağ”mış
“iki köyü bi mıhtar idare edeceğ”miş
yok efendim neyimiş de
“Angaradan ezen okunacağmış” ”
“-eee”
“-bizim orda namaz gılıncağmış
hiç olcak şey mi yaa”
“-neye olmasın” dedi adam
“-peki aldım gabil etdim
“köye teyyare inceğ”miş
“her evin öğünde tomofil durcağ”mış
çoluk-çocuk bile
sışmaya tomofilinen getceğmiş”
“-Allah Allah”
“-“Demirel yüzüne bakalak gonuşçağ”mış
“isdemessen ağzını gapatcağ”mışsın,
“isdersen de Musdafa Geceyatmaz’a
gece boyu türkü çağırtcağ”mışın”
“-eee”
“-gün gelceğmiş, “yanına varmaya
cesaret edemeyceğin, alüyülala adama
para vermeden şebeklik yapdırcağ”mışsın
daha neler-neler
güler misin-ağlar mısın,
“-e ee.. başga”
“-“Goca dağa çıkmağuçu merdimen dayacağmış,
en depesine ayna goycağ”mış,
da! “zabah erken olcağ”mış,
“ordan urgan gerceğmiş sağa-sola
köyün üsdüne çadır gerceğ”miş
“yaz boyu kölge”,
yau o ğadar çul nerde,
değil mi?
“gışları etirafını gapadacağ”mış
“gocca köyü bi zobaynan ısıdacağ”mış,
“ahırlardan bi boru uzadıyoru
ovada herkeş zebze etişdiriyo,
harımlardan firenk-bosdan gış boyu”
daha neler öğüdürümüş duysan bi!
öğüne gelene “-hı” deyvi ağşama gadar anladıvısın
valla gülmekden yerlere yatasın
“-demeğ o ğadar ileri görüşlüymüş”
“-mesela bi de şey…
mesela…… “adam tarlada çift sürüp duruyokana
asgerlik yapan oluyna gonuşcağ”mış”
“-nası olcağmış bu iş”
“-len olcağından mı işde ya
aklına eseni gonuşuyomuş”
…………..
“-zati bizim köyde biri
mehesiz Hacallar ğibi gonuşmaya durdu muydu
“-dinnen gari bizim İriciği”
deye onun uçu deniyoru
“-Hacallar nası gonuşuyor da”
“-işde e ne bileyin valla
aslısız-asaletsiz
goğlaşma değil de
ıııııı ……………………….”
“-kimleri tanıyon başga”
“-bi de o köyden kaymakam var
emme ğetmiş taa şerden evlenmiş
köyden bi ğız gurtarsa olmamıydı”
“-doğru amma köylü ğızı
kamakam karılığı yapamazsa”
“-neden yapamasın,
mesela bizim köyde kızlar
hemi çok hızlı halı dokurlar
hemi ekmek-aş ederler
hemi de geçi-goyun sağarlar”
“-kaymakam karısına
halı mı dokudacak
koyun mu sağdıracak”
“-dokutma mı”
……….
“-ee ne yeyip ne işcekler”
…………..
“-eli boş neytcekler”
…….........
“-halı dokuycak gızı olmayannar
hep fakirler ya”
…………
“-gaveye bile gedemezler
gavede çay parayna
sanısın aynı mitli şe(hi) er”
……………..
“-söz temsili Mercenin Osman
tarlaları neyinen alıyo
ondan sonura Mırı Şaban
oğlanı neyinen okuduyo”
“-demek Osman Ağa epey tarla aldı ha”
“-alma mı boba
Yazılıda, Mezerdüzde, Garşıbağda
almadık tarla gomadı valla”
“-demek Şaban ağa oğlanı okutu öylemi”
“-zati olmuşu bi oğlan
onuda okutdu mamir etdi
köydeki tarlaları n’olcak hinci
iki ğün sonura onnara kim bakcak gari”
“-demek kızı olmayanlar fakir ha”
“-gerçi aş mezeri yok da
ortakçılığınan filen garın doyar mı amca”
“-kimler ortakçı mesela”
“-Avilden, Hacı Mamıdın Osman
Sakızlının Iramazan”
ha bire sayıyon anasını satayın
yalan-yannış daha kimler kimler
adamcağ(ız) ında işi yoğumuş kiyne
verip-alıp tastikleyo”
adam sanki onnarı tanıyomuş ğibi
mayıl-mayıl dinneyo
ben de bulmuşuyun gonuşcak birini
işin aslı birez de gorkudan
maksat -adam burağıp getmesin-
annadıyon da annadıyon gari
kırk yıllık asger arkadaşı epabız sanki
koyu bi m(uh) abbed dutdurmuşuyun ki
deme ğetsin
en sonunda,
“-oooo” dedi
“-sen oranın hepiciğini tanıyorusun”
ben gayet sakin,
açcık da gasalalak
“-Göğcelli’yi de tanırın” dedim
“-vay be! ” dedi
güya hayretler içinde
“-oralı kimleri tanıyosun”
“-gelin almaya ğetdik de
köy değil hani bizim Deremalle gadak
bi(r) kaç haneli ma(ha) lle
herkeşin soyadı ya Kazzık ya da Gömük
“-o ne demek, ciddimisin sen
hadi kazık neyise tamam da
ben gömük deye
bi şiy duymadım hayatım da”
“-inanmassın valla öyle
gave bile yok, köyde
camileri de
cumayya Gundallıya gederlerimiş bazen
bazı da bizim köye geli(r) ler
nası adamlarısa
nerde kömeleşip
bi araya geliyollarısa
nası ısmarıç ısmarlayollarısa”
“-peki oralı kimileri tanıyorsun”
“-topu-topu kaş gişi var ki tanımayan
Akbıyıkların Adem, Niyazi, Hasan
Dımil Şükrü, Gocapapba
Dopbili, Topal Cemil, Boklu Buran
Gıligılioğlunun Musdan
yok O, oralı değilidi haralda
……………”
“-neyse”
“-dur bakayın bi de şey
ha! Şeytan Amat”
“-Şeytan Amat herhelde tingoza biri”
“-yoğ ülen ha
mülcemin teki
bi de şeyi biliyon Ayş(a) oğlunun Kamili
emme o Tokmacıklıydı de(ğil) mi”
“-evet tabi o oralı,
demek sen orayı da tanıyorusun öylemi”
başımı salladım
“-mesela” dedi
“-şeyy benim de dilimin ucunda da
hani bazarda yağ tenikesi çalmış da
“ben Tokmeciğin ayısıyın” deye bağırtmışlar ya”
“-neyise”
“-o köylü de Arapsaat, Tokiri, Çabıtçı
hani… olu üş gişiyi vurdu da
idamdan yargılandı
abıkatın biri darağacından aldı ya”
“-yaaa”
“-bilisindir Ellezin Apdılla,
Topak mı Toprak mı hani soyadını değişdirmiş
de gazataya iân vermiş imiş”
“-eee başka
“-Hakkoğlunun Ramazan o adam gibi
bilmen valla musavirperver,
yaddan yabandan gelen herkeşe saab çıkar
çoluk-çocuk demez ağırlar
Mamaş’ın asger arkadaşıyımış emme
Onun gibi on dene adam eder
sonura Gemici, Danacı, Göde Feyzi,
Süne, Heta(ğa) , Batdiri
Çöme, Küste, Duduko(ğ) lu, Garaoğlan, İmircan
Götügaranın Halil, bi de Hacı Sahat var amma
adamın adı hakgatden sahat mı bilmeyon”
neree tanıdığımdan bile değil valla,
duymuşuyun ya,
sayıyon da sayıyon
daha saycağdım emme
bereket versin,
Feyzi ağbiyle, Sülemen ğeldiler
aynı yaşdayız da
o benden birez tırakalıydın
emme sala(ğı) dın valla
badının teki
uluğun önde ğedeni
onnarı görünşe barabar
sabısını ğörmüş av köpe(ği) gibi
bi sevindim ki
neredeyse gucaklayıp öpecen
gözümde tütmüş Felek Sülemen,
adam üsüdne çuval devrilmiş de
çuval altından gurtulmuş ğibi soluklandı
onnar gelince döndü ğetceğdi
Fevzi abi “-hayrola bilader” deye terslendi
yazzık o’da mahçıp oldu
onnara “-Mehmet Çay
Aşağı Tırtarın hepiciğini tanıyoru
bi de neydi o öteki köy
……..”
ben “Göğcelli” dedim
“-ha! ” dedi “-orayı bide Tok! ...”
ben de hemşerimizinen,
Feyzi Abey’i tanışdırma
telaşasındayın
“-bu abey sizin köyü bi..! ”
-le biliyo deyceğdim amma
Göde Feyzi bana! ,
adama baktı ki
ne adamı,
ne beni
cuvaplamadı
sonura gene bana bakdı
dik dik
ben süt dökmüş kedi ğibi
yutgundum, suşlandım
gızardım-bozardım
“-burda İzbartalıyın denir o(ğ) lum
ne bilsin elin adamı Göğcelliyi
Izbartanın neresinden derse
Yalavaş dersin zağır
İçinden mi derse
O zaman köyünü dersin” dedi
valla gıp-gırmızı oldum
Sülemen fırsantını bekleyomuş ğibi
gafayı yokarı dikdi
a(ğ) zını da sonuna ğadar aşdı
tavatir iki sahat öyle ğaldı
neçeden sonura
biz bu ğarada pırtıları yerleşdirdik
o “- ……….. hauufh”
deye gülmesini bitirdi
“-Allah eyinliğini versin
heş gülce(ği) m de yoğudu” dedi
“.mını dinin.iktimin ……… ”
Feyzi Ağbi onada dik dik bakdı da
o da susdu bereket versin
tabi o kepicilik aya(ğı) na Öteyüze
Arızlıya ğadar getmiş ya!
aklı sıra hava basıyo
eşşolu eşek!
geşmiş gün, bi sinirlendim amma
“-ülen Feleğolu Göde Feyzi’nin önsıra
olur-molur deyce(ği) n,
bana arka çıkacağın,
beni gayırca(ğı) n yerde
aklın sıra guyumuzu ğazıyon ha!
amma benim elime bi fırsant geçer” deye
gahırlanıyon
bizim o ğüne ğadar
dışarı bi adım atmışlığımız mı var
bi güçcüğüken; Tokmacığa
Omaralların düğününe ğetdim
bi Aşşamelleyi bilirin
onu da okulcaklayın
gezmeye ğetdik o ğadar
töbe! bi de Göğcelliye
Azizin Hasan’ın düğününde
ğetdiydim her neyise”
“-neyise pırtıları yükledik biz
do(ğ) ru Bayrampaşaya
hemşerime el edecen
bakdım, o da bana bakıyo
başıynan selem etti,
ben de
bi da(ha) da ne o hemşerimi ğördüm
ne de gelesiya
Topgapı Garacını”
“-ha onu deyviyen
yola çıkdık,
Feyzi Abi beni bi fırçaladı
“-hadi o adam yankesici olsaydı”
“-adam memur ya ağbi”
“-ne memuru”
“-hemşerimiiiz, Aşşa …! ”
Aşşa Tırtar’lı” deycek oldum
“-nerde buldun Aşşa Tıltar’ı” dedi
Sülemen
“-hey Ya Rebbim Resül Allah
nerden biliyon”
“-eyi keyimli”
………
“-gıravatlı”
Felek Sülemeni, fırsatı gaçırmadı
“-adam annına
“ben yan kesiciyin” deye
yazcak mıydı asdanım”
taksici bişiy deycekdi
cığarasını somurdu
direksondakı elinde cığara
aynadan bana bakdı
vazgeşdi
Feyzi Ağbi bana bakdı
ben yere
içim cız etdi
kötü oldum
“eyi de bu taksi bizi nereye ğötürüyo
burası essahdan İsdambul mu
sonura bu……
bu Feyzi Ağbi kim oluyo
daha düne gadar bu adamı
ömr-ü hayatımda görmüş değilin
agamın dinini-imanını
resmen beni başından savdı
bu adamların beni götürüp de
cingen garılarına satmaycakları ne malim
Sülemen benden iri emme
salağın teki
taksici eyi bi adamısa bana yaka çıkar
ya o da, Feyzi denen adamın heleşengiyse
Sülemeni de “yanımdan gaşmasınnar”
deye götürdü belki, bilen mi var
goca garacda bula-bula
ta onu buldular, aldılar, geldiler
orda bekleşen, bi sürü
“-taksiii, taksi” deye
“-Bayrampaşa bir iki
Bayrampaşa bir-iki” deye
ünneşenner varıdı
mutlaka-mutlak bu da onarın adamı
eğerine öyleyse hakgetden boku yedik
dönüp hemşerime bakdım,
aralaşmış getmişiyiz
aramayna bulunacaklayın deği(l)
-kendimi arabadan atsam
hemşerimi bulabil miyin ki…-
n’arasın,
“-ya Rebbim bak gör gari
Bismillahirrahmanirrahim
Elhamdülillahi Rabbi’l-Alemin er-Rahmani
ardından
et-tahiyyatü lillahi ves ……..”
taksici……..; demişsin
kim gibi deyen
valla sizin bildiğiniz
hiş kimseye benzemeyoru
ha höyle gara-guru
güçcük gafalı
meşin takalı
kısa saşlı,
tepesi kel,
takası sı da sanki gafasının arkasında
uzun boyunlu
çenesi gısa da
ümüğü çenesine gadak uzun
kafasının kuturu da aşşa-yokarı
boynunun galınlığında
boynunun uzunluğunda
bi çene çıkıntı ediyoru o gadak
kısık gözlü
çıkık şakaklı
bıyığının yokarısını tıraş etmiş
gısa bıyıklı
ner de Sülü’nün bıyıkları
sivri-goca davşan dişli, üsdelik
dişlek, hemi de gedik-geme
iki de bir dişlerini
gizleme telaşasında
gambır, kırk-elli yaşlarında
kim bilir belki daha fazla
nursuz suratlı adamın biri
Allah var ya cingen valla-billa
ya da daha beteri
“-heyvah Memedim valla boku yedin”
“-Sülemen”
“-Sülemenin nesine güvenilcek
ne Sülemeni gollacan len ıh-ı
“-höt” desen gorkudan sışcak yer arayoru
daha demikden gördün işdecik
ondan arka-gale olu mu”
deyon kendi-kendime
aklım sıra basdırıyon gorkumu
bakdım’ bi bokluk var
o değilden yutmuş gibi dur(ru) un
anasına satayın
fırsantını buldum muydu
pııırrrrr Memedi dutabilene aşk olsun
durum-vazziyet-gidişat bu
gaçanın anası ağlamaz
sahi anam neyder ki
su-ahır-aş-asbap-gatır-inek-goyun-geçi
ya Repbim bak gör gari
Allah mafaza
n’olur nolmaz”
çok şükür …..
korkduğum başıma ğelmedi
gapıldık bi iş öğrenme telaşesine
günler su ğibi geşdi ğetdi
onsekizinci ğüne ğadar saydım
ondan sonra unutdum saymayı
geceleri, yatağın içinde gözlerimden
acı acı yaş boşanırdı
ebem sağ mıdır ki
bi da görebilcen mi ki.
halamı birine verdiler mi ki
düğününde bari oynayabilecen mi
köyde olsaydım düğününde
atbaşı dutardım hiş değilise
valla çobana yabana verdirmen
kim olusa ossun geder-getmez
atbaşı paramı alırın
emme okumuş memur biri olusa
bu köy adetinden cayarın,
ayıp olu vala
emme halam benim hediyemi ayırmıştır
sağolsun beni bek sever
beni hep guca(ğı) nda yatırıdı
gece boyu üsdümü örterdi
mamir birine varı da….
köyden file ğederse
………….
beni yanında götürüp okudacağıdı
ya gocası olcak şey isdemezse
şeerli olusa isdemez tabi,
hiş değilise ilk yıl uzak durmalı
ne de olsa -cicim ayları-
ha! n’olur tecil ederin bi tahakı seneye
emme hiç isdemezsee ……….
valla o ğözellikde biri
kocasına isdediğini etdiri
akıllı, cazı, uzun saşlı,
upuzun boylu,
halam gibi biri olsa valla gaçırman
ya da gaçırın
o’nun gibi biri az bulunu valla
hani Allahın işi-ğücü yoğukana
özene bezene yaratmış derler ya
ta öyle,
hele gözleri,
değme dünya gözeline daş çıkartdırı
el hasıl; halamı alan yaşadı
gerçi köyün deliğanlıları
hep onun hayalını okşayo emme
halam heş birine gulağ asmazdı
assa bilmen mi
bizim evin yolundan sağa-sola,
olmadı aşşa-yokarı
halam uçu geşdikleri besbelli
damımızda, pençeremizde
genşlerin gözleri
emme o onarı ğördükçene,
yaka silkerdi
burun gıvırı(r) ,
gafasını çeviridi
haz etmezdi,
huysuzlanırdı,
sinirlenirdi,
öyle zamannarda
yerden bi daş alıp da
adamın gafasına yandırasım gelirdi
hatda bi keresinde de
halı dokumaya gelen biri
belli ya agasından nekdip getirdiydi
halam bi aksilendi,
gözlerini bi çelertti kii;
“-bak bacım
böyle şeyleri getirmeğ uçu geliyosan
bi ta gelme” dedi
hinci saçını başını yolcak deye ödüm sıtdı
köpürdü de köpürdü,
o an halam gözümde dev gibi böyüdü
ne o ğız gakıp-gedebildi
ne de bişiy deyebildi,
öylen ekme(ği) ne bile gakmadılar
ağşama ğadak gakmamaca halı dokudular
birbirlerine vuruyomuş gibi
kirkit vurdular,
atkı atdılar,
işde dedim
bi adamın alca(ğı) gız böyle olmalı
at gibi kişneycek,
emme çitme de atacak
yerine ğöre guyru(ğu) nu tozutacak
sırf zenginler deye onnara varacak
herkeşin getirdiği nekdibi alcak
bana gel deyene varcak değil ya
hemi zengin olsalar n’olcak
kendileri deği ki,
işleri zengin valla
görmeyon mu,
çoluk-çocukları
daha zabahın zeherinde
kimi sürünün peşinde
kimi çiftin gıçındalar
garıları demişsin,
eğile-eğile ahır-hayat,
süpürcez, süt sağ(a) ca(ğı) z deye
gasgambır galmışlar,
uyku yok, dünek yok
el içine çıkıvıcaklayın
üst-başları yok
zati o halıdan keyri de
ebem evden halıyı galdırdı
tabi dedemgilin eyi halları-vakıtları
gıyametden beri halı dokuyannarı görmüş
kiminin çatısı bozulmuş,
kiminin elleri çötümüş
kimi dünyasından bezmiş,
kiminin kendi-kendine
olmuş-getmiş çocukları
halam hayat süpürmeye file gaksa,
ebem süpü(r) tdürmezdi ki ne
onu yokarı savar aşşadan ünnerdi anama
“-gelin beri baaak,
sen bu hayadı heş görmemin”
yazık anamın “edemen”
“-ıccık da gızın etsin”halı mı var idi
elindeki işi goyvuru aşşa seğidirdi
halam düğünnerde-bayramlarda filen
keyinsin de bi çıksın sokağa
her yerden fark edilidi valla,
o boy-pos endam
herkeşin yüzünün döndüğü yerin hak ortasında
halam!
bana aldırmazlardı
benisem herkeşe dik dik bakar
yeycek gibi bakannara teker teker söğerdim
o yüzden keleklerini doğrar
armıtlarını silkelerdim
.mına ğodumun döyüslerinin
adımı nakıs’a çıkartdılar
de! onu decem,
köydekinnerin hepiciğine depeden bakardı
alçaklarda eğleşmezdi
dünürcülere bi “-hoş geldin” bile demez,
yüz vermez
çay-gayfa eletmez,
hızmat etmez kimseye
“-yaşım da(ha) güçcük
benden böyükler duru(r) kana” deye geri çeviri(r) di
“-gıı gocaya varmayon mu” deyennere
“-goca goca daş düşsün depenize” derdi
Müslüğ Ebe bi tefasında bize ğeldiydi
ona neyise
“-gelen geden yokmu gayrııık” deyince
ebem “-olmamı ay gelin emme
bizim abıla kimseleri beğenmeyoru
ağzı yokarlarda
aşşadan yemeyoru” dediydi
o’da “-ben onun gadak gözel olsam
ya gadı derin, ya gaymakam
hemide en gözeline varın”
dediydi
dünkü ğibi gözümün öğünde
o ğün ik-diba halama o ğözünen bakdım
hakgaten köyde onun üsdüne
gözel yoğudu
o ğünden sonura halam gözüme
bi başga göründü ne yalan söyleyen
gararım garar
ben halam gibi biriynen evlencen
uzun boylu
uzun sarı saşlı
canlı benizli
toplu
galem gaşlı
tay gibi
oaraya gelecez
gece ğündüz Feyzi Ağbiye
ortak olcaz deye çalışdık
o ğene evine file ğediyodu da
biz mütemadiyen orda
paramız Tokmacıklı Göde Feyzi’de birikiyodu
bi ğün çıkağeldi Gara Velinin Sucu
bi sarılmışıyın
bi a(ğ) layvıdım, bi a(ğ) layvıdım
o ğün beni aldı evine ğötürdü
kendi eliynen yüdü,
onun çamaşırlarından
asvaplarımı değişdirdim
ertesi ğün Feyzi A(ğa) ya vardık
“-bobası gelsin deye habar etmiş,
ben Memedi köye yollaycan
hesabını görüvü” dedi
“-nalet olsun demez olaydı
Feyzi A(ğa) bi hesap çıkardı kiyne
bu ne kira
bu ne yemek
sanki otelde yatıp-gakıyoz
aşcı Şemşitti’in dükgeninden
gönlümüzün isdediğini yeyoz
anamın köyden gatdığı
bulgur, nofut, mercimek
bişiriyoz-daşırıyoz, yeyoz-yüyoz
bizim yö(v) miye bi kira etme(ye) cek
atöllenin bi gıranında serili
kendi yata(ğı) mızda yatıyoz-gakıyoz
aşıtlatdıkda ıçcık kesdirivirelim dedik miydi
zılgıdı yeyoz
gece yarısından sonura bile
eğraltı canımız geçivimişise
Feyzi A(ğa) “-ben gediyorun
istop etdiriseniz
ip gopartdırısanız dininizi.ikerin” deye
peş-peş fırça atıp
gazı verip gediyo
bi oraya bi buraya seğidiyon gari
gupay ğibi
neytçe(ği) mi şaşıyon
imkan mı var gözünü gırpacan”
Sülemen de gaçınca bi başıma ğalmışıyın zati
meğer oda iki sokak aşşaya gaşmış
cumartesi dedimiydi
haftalığını alırımış
valla benden akıllıymış
ilk haftalığını alınca
getmiş Sucu’yu bulmuş
durumu ona annatmış
benim habarım mı var
neyise de
Feyza A(ğa) ya gelcez
normal zamanda uyurkana bile
beni hafakannar basardı
ürüyamda bile çıbartırdı her yerimi
gan-ter içinde fırlardım yerimden
acırdı-sızılardı yüzüm
dayak yemişiyin gibi
işin aslı adam beni hiş döğmedi
Allah razı olsun, amma!
bakışı yeterdi ki
işden atarsa deye ödüm sıdıyodu valla
nere geçten gocaa İsdambolda
nayeti senin Göde Feyzi
“-ben bi hesabını çıkarayın bi
…………..
bobasına yolların” dedi
………….
elini öpdüm “hakkınızı halal edin” dedim
adam başımı okşadı “-halal osun” dedi
borşlu çıkdık haralda ki
alacağını da isdemedi
belki fiti fifti
beklide vizdanı elvermedi de
silividi
“-çalışmağ isdersen gel”
“-tamam abi” dedim
“-burası senin evin sayılı”
……….
“-burada emeğin var”
………………..
“-burası senin sayılı
………..
sana bu işin eciğini-cücüğünü ö(ğ) retdim
emeğim mar üsdünde emeğim”
Sucu Abi beni kendi eliynen götürdü
Topgapı Garacına,
biladımı alıvıdı
epili bi bekledikden sonura
sahatından çok sonura
kagdı bizim otopus
yanımdakı Yalavaşlıya
sıkı sıkı tembih etdi
“-bizim biladere sahap çık
eyi göz-gulağ ol” deye
yol boyunca hep bişiy sordu durdu
emme ben ona ne annadayın
iplik bükümünden bşga
duraklarda adam zorunan endirdi
tufalete ğetdim
parası ondan
yemekler bahalı olduğundan
kimse yemezimiş de
bozuk olurumuş
o yüzden çorba işdik
emme bilmen ya
bi ekmekden fazla yedim valla
adam bişiyler annatdı emme
ben Yasemini düşündüm
yol boyu
“-gerçekden yıllar yılı hep orayı düşündüm
arka tarafa bi pencere aşmalı”
“-ön yanna çiçekler dikmeli
aynı Yaseminnerin balkondakı çiçeklerden
höyle aşşa do(ğ) ru sarkmalı
çiçek açan dalları
çiçekleri sulama mahanasıyınan
budama nahanasıynan
çiçeklerinden dal isdeme mahanasıyınan
“çiçek göçürme” mahanasıyınan
finde verme mahanasıyınan”
“-geliyokan hep Yasemini düşündüm
garibim hinci neydiyodur,
gene balkonda
oya işlemiş durmuşdur
gaşdığımı ö(ğ) renmişmidir
her zabahkı ğibi
mutfaklarının pençeresini açıp
bizim işyerine bakmış mıdır
gece ışığı yakıp söyündürmüş müdür
balkondakı kerevete oturup
elindeki oyayı işlemeyi unudup
benim ip çuvallarını
sırtlanmamı beklemiş midir
gene yazmasını
boynunun arkasından bağlamış mıdır
omuzlarına dökülen sarı saşlarını
ensesinde toplamış mıdır
memlekete ğetdiğimi
ne zaman öğrenmişdir
Feyzi Ağbiye sormuş mudur
örenince neytmişdir
belki geri varcağmı ummuşdur
belki bizim ora işe giren biri olduysa
beni zannetmişdir
çuvalları yüklenmesinden
ben olmadığımı fehmetmişdir
o galdıramamışdır tabii
benim gibi
ilk gördüğünde içi gakdıydı ğızın
ben ufacık bişiyin
çuval iki ğatım
bana mısın demezdim
omuzladım mıydı
iki ğat yokarı
merdimennerin sonuna doru varalakdan
dizlerim titiremeye başlardı
emme gene de yiğitliği elden bırakmazdım
emme bobası
bobası garşı fabırkanın bekcisi
len zati fabırkanın her tarafı örülü çivili telinen
bekçi ne boka yarayo bilmen
emme adam geceleri dolaşır
sahatları ğurardı
bizim oraya da dik dik bakardı
bir keş sefer Yaseminin pençeresine
dalmışıkana yakalandımıdı
adam “-bu çocuk böyle çalışırısa
ilerde çok fabrıka sahabı olur
buna ğızımı vermeyen de
aylak aylak gezen
elinden hiş bi iş gelmeyen
patıron çocuklarına mı vereyin” demiş ya
Feyzi Abi hep söyleridi
Feyzi Abi “-ülen Memet
düğünüzü de ben yapacan
.mına ğoyan
üste bi ğat çıkarız
kira-mira da vermezsin
tapısını da sana alırız
oh ne ır(ah) at
yan gel yat
zati anası da gızının
uzağa ğetmesini isdemez canım
………………….
ulen olum ne şanslısın
……… oooof of
ülen gapba felek bu sene hep sana hızmat etdi
ne şanslısın olum valla
dün köyden geldin
böğün iş sahabısın
yarın İsdambulun en gözel gızını alacan
bi de bana bak
senin gibi genş değilin
beker değilin
getmiş bi de bok yeycek gibi
köylük yerden evlenmişiyin
………………..
yetmez
üş dene de sıpa
senin yaşındayakana benim elimden dutup da
getiren biri olsaydı var ya!
dünyanın.mına ğordum valla
emme sen
…………..
ağaç yaşıkan demişler misali
hinci bile benden fazla usdasın
bi eğsiğin müşderiler emme
üsdüne üstlük müşderilerin de
hepiciği seni seviyo
valla-billa mahvolduk
“-ne ğadar dıgkatlı çocuk
bin kere maşallah
hiş ip gopartmamış
Memet geleli beri
galite artdı” deyollarımış
Feyzi Abi öyle deyo
“-böyle ğederse
bu çocuk senin işini elinden alı
kendi işini gurarsa da
gusura ğalma biz onu tercih ederiz
tamam sen eyi-dürüs ihsansın emme
dosluk başga
ala-vere başga
önşe galite derlerimiş”
“-ülen olum sen benim oca(ğı) ma
incir dikecen yau
hu yaşdan sonura
elimden başka bi işde ğelmez kine
de(ğir) mana çırak mı duracan gayı
belki beni yanına alısın
ne de olsa usdanın
İsdambula gelmene sebeb benin
sana bu usdalığı veren benin
daa ne isdeyon len”
Feyzi Abi böyle deridi
çok mert bi adamıdı
beni çok severdi
Yasemine gelecez
Yasemin uzun saşlı
zayıfçana ğözel bi ğızıdı
halam gibi
Bayrampaşanın en gözel gızıydı
daha doğrusu Bayrampaşadakı
tek gızıdı
bi sürü o(ğ) lan varıdı da
hepisi zir-zop
o bi bana bakarıdı
beni bekleridi
sırf bu yüzden
İsdambula geri ğaşmayı çok düşündüm
anam bunun ayağını bağlayalım dediğinde
aklıma Yasemin geldi
bigünah Yasemin
o beni bekleyip durukana
ihanet bana yakışmazdı
“-benim İstambul’da
havas olduğum bi ğız var”
deyceğdim kendimi zor dutdum
aradan 7-8 yıl geşmiş
o beni bekleyosa
benim burada
başga biriynen evlenmem
yakışık almazdı”
“-adın ne”
“-Mehmet Çay”
“-nerelisin”
“-Yukarı Tırtarlı”
“-Aşağı Tırtarlı olsaydın
…………………..”
“-elin İsdambul’lu adamı
ne bilsin Yukarı Tırtar’ı
Yasemini almalı
İsdambulla bizim köy
dünür olmalı
o zaman da tanımazlar mı
İsdambulluya bizim köyü
Yokar(ı) Tırtarı
tanıtmalı”
Kayıt Tarihi : 6.12.2006 11:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nereden nereye, Evlatları köyden kurtulsun isteyenler, sonucun ne olacağını kestiremeden fedakarlık etmek zorundaydılar. Mehmet Çay'ın hazin öyküsü onun kendi dudaklarında öyle komikleşir ki, araya kendi tarzındaki küfürleri de koyarsanız, günler boyu iştahla dinleye bilirsiniz, ben bu arada Aşağı Tırtar, Gökçeali ve Tokmacık gibi yakın köylerimizdekileri de yad etmiş oldum. Teşekkürler Mehmet Çay İbrahim Çelikli
TÜM YORUMLAR (1)