Yıllardır bu köşede yazdığım konuların dışına çıkıyorum bu sayı, hem bilincim hem parmaklarım istiyor bunu. Bugüne kadar edebiyatın konularıyla, sorunlarıyla, kitaplarla daha çok romanla ilgiliydi buradaki yazılar. Bağımsız ya da birbiriyle ilintili değiniler olduğu gibi tek parça “deneme” de yayınlamıştım bu köşede ama bu yazı, yazıyı kaleme aldığım gün, saatler, başka alana bir “sıçrama”ya neden oluyor! Yine de edebiyatla ilgi kurmaya çalışarak...
2 Haziran, İstanbul, öğleden sonra
Hiç tanık olmadığım bir eylem, büyük bir gösteri; üstelik günlerdir. Aslında bu yazıyı yazmanın başat nedeni bu olsa da, yukarıda sözünü ettiğim sıçrama’nın tikel nedeni şu: Göstericilerin bir kısmı, belediye çalışanlarıyla birlikte, önceki gün alanda kalanları temizliyor; tabii ki Gezi Parkı’nda da! (Bu arada da birileri hâlâ “Atatürk’ün askerleriyiz” diye slogan atıyormuş!)
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta