İstanbul Dediğin Burası

Uğur Oğuz Şahin
335

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

İstanbul Dediğin Burası

İstanbul bildiğin İstanbul
Sahne hep aynı sahne
Dekor zamanla değişsede
Hep aynı düşlerdeki renkler üstünde
Bu koskoca metropol içinde
Farklı farklı biçimde
Ne kaybolan bulunur ne aradığın
Herkes geçim derdinde
Durmadan hikayeler yazılır
Bu hayal şehirde insanlar
Her gün yeni bir umuda sarılır
Neresine bakarsan bak
Doyamazsın seyrine
Her done dilsiz bir kız güzelliğinde
Çizilip durulur hep gönül tualine
Seyret hele bir bak
Koşturan insanların haline
Bir dergâhtır Yeni cami Eminönü
Dolar boşalır mabetleri
Bütün dertleri unutursun
Seyrederken yemlenen güvercinleri
Tenezül motorları araba kornaları
Ve boğazın vaz geçilmez armadaları
Rıhtıma devamlı yanaşıp kalkan
Haydar paşa Kadıköy vapurları
İstanbul İstanbul ama
Burası İstanbulun Aort damarı
Burada rüzgâr başka eser
Burada soğuk adamı başka keser
Kışın çıkaramazsın cepten elleri
Ah yazın boğazdan gelen rüzgârın
O mest eden doyumsuz esmeleri
Biri gider biri gelir boş kalmaz
Arı kovanı gibi insan selleri
O ne haz Yeni camiden dinlenen
Beş vakit ezan sesleri
Herkesin mola yeri sanki
Cami önü merdivenleri
Dört bir tarrafta insan kareleri
Yem satanlar fotoğrafçılar
Hiç durmadan bağıran işportacılar
Ya da bakmışsın bir el arabasında
Yeni çıkmış çalan bir kaset
Mubarek sanki seyyar müzik market
Al işte hangi umudu davet edersen et
Herkesin kendine göre durum vaziyet
Zil çalınca mide
Ara kendine ucuz bir ziyafet
Nefis mi nefis yayılır o koku
İster mangalda ister yağda kızart
Tutturamazsın
Tutmaz onu hiç bir lezzet
Tarihi sandallarda deniz kenarında
Ah yok mu balık arası ekmek yemek
O başka sihir başka keramet
Her nimet ardından Rabbine şükür et
Ve sonra şöyle bir
Enine boyuna mısır çarşısını gezmek
Tarihi yaşayıp o panayırı görmek
İşte oralarda olmak
O havayı teneffüs etmek
İstanbul demek
Zaten aşkların en güzeli
İstanbulu doyasıya sevmek
Başını kaldır gök yüzüne
Dökülür kulaklarının pası
Ne Bethoven ne Mozart
Ne piyano tuşları
Bu resitalin adı
Martı çığlıkları
Senfoni sona erer
Yanınca akşam ışıkları
Gün yorgun düşer bedenler yorgun
İşyerleri bir bir paydos eder
Evler sabah uğurlananların
Geri dönüşlerini dört gözle bekler
Bir coşkudur eve akşam dönüşleri
Otobüsler vapurlar dolar dolar
Yollara koyulur
Sofralar bekler yorgun gönülleri
Yenilir yemekler içilir çaylar kahveler
Nice nice sohbetler
Günlük değerlendirmeler
Sonra geç vakitlere doğru
Kapanır camlar çekilir perdeler
Yeni cami Eminönü
Sessizliğe bürünür
Geceyle birlikte nöbete koyulur
Ardından başlar günah geceler
Aykırı koşturma haram zevkler
İşte İstanbul dediğin budur
Aşktır sevdadır umuttur
Kimine rüya mutluluk
Kimine hüzün yoludur
Ama o vaz geçilmezdir
Sevdadır hep ayaktadır
Sevdalılar rüyalarda yatmaktadır
Herkes onun çatısı altında
Onun koynunda
Saatler bir bir kurulur
Yeniden yaşamak ve yaşatmak için İstanbul
O bağrında herkes uyurken
Ertesi gün için yeniden
Hazırlığa koyulur

Uğur Oğuz Şahin
Kayıt Tarihi : 9.7.2004 09:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • On İki
    On İki

    akıcı.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Uğur Oğuz Şahin