bir sarnıçta …,
binbirdirek renk açarken her biri bir anıt gibi, senin adına, senin için burada
biz dansın ıslak figürlerinde, yarı belimize kadar sularda, direklerin arasında
dışarıda tramvay, vapur sesleri ve martı çığlıkları, dünya kadar bir şehir yani
kendi yolcusuna ihanet eder her biri, umurumda değil, sen varsın ya yanımda.
/her gişenin önünde beş parasız sefalet, aldırma, İstanbul ben olurum sana/
Anı Şair: Ümit Yaşar Oğuzcan Altıncı Mektup
Andıkça
Ne zaman seni düşünsem içim ürperir,
Devamını Oku
Andıkça
Ne zaman seni düşünsem içim ürperir,
İstanbul ben olurum sana, gecenin tutkusu güneşe inat, ateşlerken rüyamız
İÇTEKİ SAKLIM İSTANBUL NE DESEMKİ
OLDUKÇA GÜZEL ŞİİR
KALEMİNZİİ KUTLARIM HOCAM. SAYGILARIMLA.
Ah,o İstanbul ki,kendisi başlıbaşına bir aşk zaten...'Anlatılmaz,yaşanır.' derler ya,siz anlatmışsınız da üstat...Kaleminiz daim olsun...Kutluyorum.Saygılarımla...
istanbul büyülü şehir...
sayende okuyoruz bu harika yürek akıntılarını...
saygılarım ustama...
baştan sona mükemmel bir atmosferde yudum yudum içtik istanbulu...
selamlarımla...
Bir rsemini çizmişsin şiirin mısralarında..Anlatım harika..İstanbul ancak bu denli güzel anlatılır..
Beğeniyle okudum,emeğikutluyorum..
Dostca kalın..
Yedi tepeli, her yanı ayrı güzel şehir, aşkım şehir
hiçbir şey eskisi gibi değil
bozuldu her yanın
yine de güzelsin...
güzel tespitlerle İstanbul resmiydi şiir
tebrik ederim
sevgiyle...şiirlerle kalın
bu limanda …,
şimdi mendireksiz ve öyle sakin, fırtınalarını bile içine saklamış, gözlerimizin
artık şiirler yazılmaz sularına anladım, son bir mısra kalsın açıkta, ikimizin
işte canımın içi burası da hasretin anavatanı, ‘çınarlı ve kubbeli’ mavisi yani
bak dalgalara nasıl kucaklaşıyor, hiç ayrılmadan ter dökmesi gibi, ellerimizin.
/gel iyot kokusundan boya olalım, en sevdiğimiz renkleri için resimlerimizin/
ve İstanbul’ da
gece mi bitiyor her tepede bir yediveren gül açarken, rengi elmadan kırmızı
eyvah gün ışığı geliyor, kaybolacak mısın, onun için mi yüreğimdeki bu sızı
neyse ki yağmur yağmaya başladı, bilirim bu havaları senin de çok sevdiğini
o zaman sessiz ve derin saklanalım, biraz daha çekip başımıza, yorganımızı.
/İstanbul ben olurum sana, gecenin tutkusu güneşe inat, ateşlerken rüyamızı/
okudum ve sustum sadece.......sevgiyle.
Kutlarım Gönül Kalemiyle Yazan Dostu...
ant.
Bitimsiz Sevgilerimle...
İstanbul ben olurum sana
topal güvercinler gibi düşerim peşine
bir susam kırıntısı atarsın bana
ellerim bir yana düşer başım bir yana....
Hocam, yine sınırları aşan bir şiir yazmışsınız.Sizi okumak, soluk almak gibi.
bir kulede …,
bütün eski yangınlar sel altında kalmış, bu kule de metruk, işe yaramaz artık
sessiz çıkalım merdivenleri, boşa geçen günler gibi, üç basamaktan ikisi kırık
her duvarında başka zamanın resmi, ne çok yaşamış bu şehir, benden de eski
meyhanesinde sensiz sarhoşluk, sokakların ıssızlığı geldi de aklıma, çok yazık.
/yürürsek eğer uygun adımla, ne gözyaşı girer geceye ne de gündüze ayrılık/
bir köprüde …,
hangi düğüm iki yakayı bir araya getirir, isyan taç olmuşsa, karakterin başına
bir yanda kırbaçlarken dalgaları, hiç bir olta aldırmaz, balıkların gözyaşlarına
biz de öyle yapalım senin savrulsun saçların, ben açarken gömlek düğmesini
rüzgar yiyelim, tuz kaçsın gözümüze, madem ki buradayız, bu şehrin hatırına.
/bir çatana geçiyor ayak altından, sevdinse ağlama, aynısını yaparım sana/
bu limanda …,
şimdi mendireksiz ve öyle sakin, fırtınalarını bile içine saklamış, gözlerimizin
artık şiirler yazılmaz sularına anladım, son bir mısra kalsın açıkta, ikimizin
işte canımın içi burası da hasretin anavatanı, ‘çınarlı ve kubbeli’ mavisi yani
bak dalgalara nasıl kucaklaşıyor, hiç ayrılmadan ter dökmesi gibi, ellerimizin.
/gel iyot kokusundan boya olalım, en sevdiğimiz renkleri için resimlerimizin/
***
Günaydın Kaptan
şiirini okurken aslında her dizeini okurken İstanbulum çamur altında ne diyon sen derken yukarda ki alıntılarda yüreğim seslerine izler buldum gibi geldi belki ben yanılıyorum bilmiyorum ..
öyle işte istanbulun kirli felaket manzarları içinde sen gözü ile görmeye çalışsamda zorlasam da ne yazık ki henüz erken sanırım ..
bir daha İstanbul' uma öyle bakabilir miyim onu da bilmiyorum ..
İstanbulum çirkeflerin kalleşlerin para babalarının şehri oldu .
bina üzine bina kurdular yakındır yakında denizleri de parsellerler biz o düşler aleminde boğuluruz zaten şimdiden her bir yere girişi paraya bağladıkları yetmiyormuş gibi kamu alanlarımızı peşkeş çekmelerine .neyse yani doluyum be kapğtan pek bişey yazamıyorum ..
ama kelame övgülerim yüreğine övgülerim aynı hatta daha çok güneş var bugün istanbulda ve şimdi o çürkinlikler daha çok şey söylüyor insanlarımıza nasılda sular çekilince çıktı tüm gerçekler ortaya ..
ne biliyim dedim ya kaptan istanbul isatanbul olalı yada ben görmedim böyle bi rezillik böyle bir vefasızlık bu mu olmalıydı istanbulun payına düşen ..
bu güzellim bu dünya harikası şehrin içine ettiler ya
bekliyordum bir felaket bi terslik . bu beton yığınlarından bu doğayı katledişlerden ama bu kadarını değil
hala yüreğim acıyor baktıkça gördükçe istanbulda artık
sevdalar değil bebeler analara babalar ağlıyor ve çok kouyor her dakka önümüze öyle izlemek öyle çaresizce
onlar konuştukça kopuyor yüreğimden istanbul lanet şehir diyorum lanetli şehir
şimdi dün yağmura yaptığım gibi şimdide istanbula laf ediyorum diye onların suöu ne doğa dersin biliyorum
ama bu istanbul benim bildiğim istanbul değil
taşı toprağı altın dediler de yediler yediler
başını bağrını yiyesiceler ..
neyse geleceğim bu şirine
şimdilik yüreğimden dökülenleri naklen yazmak istedim öylesine ..
yüreğine emeğine sağlık
suçladığım adresler yanlış biliyorum bile bile o şıkka doğru veriyorum bu sınavda ne yapabilirim ki başka
hepimiz suçluyuz hepimiz bu istanbulun çamur altında kalan enkazında
Şiiri nasıl ne duygularla yazıyorsunuz? can veriyorsunuz her cümleye.
diğer okuyucuları bilemem ama ben sizin şiirlerinizi okuduğumda. kah kırık merdiven, kah oltada balık oldum.
Kaleminiz hiç susmasın.
Saygılar.
Bu şiir ile ilgili 113 tane yorum bulunmakta