Anlamsızlığın ortasında
Ucu bucağı olmayan bir dağdım
Adım dağlıydı
Gönlüm bağlıydı
Üzümün fazlası da
Bekletilmiş suyu da zararlıydı
Tüm sokaklarım tutulmuştu
Bana bir tek çatılardan yollar kalmıştı
Yüksekten korkamazdım ama
Bu çok çatılar tehlikeliydi
Kiremitlerden büyük şehir
Ayaklarımın altındaydı
İstanbul ayaklarımın altındaydı
Hafif bir kaydın
Yandın
Şehrin yekpare ayakları
Altında kalırdın.
Niye peşimdeydin İstanbul
Sıkılmadın benden
Benim gibi niceleri vardı
Senin sarıp boğan ellerinde
Hepsinin suyunu sıktın
Akıttın kendi denizine
Çatılarından çok görkemli gözüküyordun
Her yerde ışık
Her ışıkta ayrı bir hikaye vardı
Kaçıp gitmem lazımdı
İmkansızlıklar içinde
Mucizeler yaratıp
Mutlaka bir şeyler yapmam lazımdı
Hikayeleri görmek istemiyordum
Hepsinin sonunda
Hep ölüm vardı
Ölüme kadar geçen sürede
Mutlaka bir şeyler yapmak lazımdı
İstanbul ayaklarımın altındaydı
Yürüyordum kesme taşlı yollarından
Çıkıyordum çatılarına
Damdan dama atlayan
Kediler gibi dolaşıyordum
Her yerde gözümü bırakıyordum
Kaç yitip gidecek insana rastlayıp
Ait olduğu kaldırımlara gönderiyordum
Beni görmeleri gerekmiyordu
İstanbul un çatısından atlayan
Onun tam kucağına düşüyordu
Bir ağacın meyvesi gibi dibine düşüyordu
Kucaklar ölüm doluydu
Çatılardan yollarım bitince
Çaktırmadan kılık değiştiriyordum
Ben, ben olmayınca
Ben dahil kimse tanımıyordu benim
İstanbul ayaklarımın altındaydı
Ne kadar çok insan vardı
Her gün yüzlerce yüzü görüyordum
Nasıl bir fabrikaydı
Her saniye iş başında
İstanbul un gecesi gündüzü ayrı olmazdı
Hayatlar devamlı akardı
Yürü, yürü bitmezdi yollar
İstanbul ayaklarımın altındaydı
İki kalem bir oda
Yarım bir çatı arası
Dağlının mağarasıydı
Bir pencerem bile yoktu ki
Yıldızları görseydim
Öyle uzaklardı ki bana
Baksam ne olacaktı sanki
İstanbul ayaklarımın altındaydı
Çabuk yaşlandırıyordu
Her ışıkta bir hikaye
Her karanlıkta sonu kanlı
Bir efsane yazılırdı
İstanbul un acı bir tadı
Tatlı bir düşü vardı gönüllerde
İçmeden bilemezdin tadını
Bir kez içtin mi
Boynuna ömürlük belayı sardın demekti
Yağmur yağanda şenlik olurdu
Sokak lambalarında
Seyirlik damlalar olurdu
Sicim gibi düşerlerdi yerlere
İstanbul ayaklarımın altındaydı
Bu yağmurlarda
İç dış hep ıslanırdı
Gece gündüz İstanbul’dan
Işık eksik olmazdı
Bu ışıklar sönmeden
Hikayeler asla bitmezdi
İstanbul ayaklarımın altındaydı
Benim ışığım sönmüştü
Kayıt Tarihi : 28.11.2004 21:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)