Adımlarla ilerlerken, kentlerin kaybolmuşuna,
İstanbul yakılır ayaklarıma,
Tozlu romanlardan çıkmışçasına.
Bir taraftan Kızkulesi'ne aşık olurum,
Galata Kulesi kadar sevdalı ölürüm.
Boğazından türküler seslenir,
Salacak'ta, bir banka satarım ruhumu,
Ruhum denizinden beslenir.
Parçalarım elimdeki buğulu simidi,
Havadan martı sesleri yükselir.
Sabah Eyüp'ünden hüzünlü bir ezan,
Yeni Cami'de güvercinlerin kanadına takılsam,
En mavisini göstersen Topkapı'dan gerdanının,
Kadıköy'de parfümlere karışsa büyülü tadın,
Beyoğlu'nda, gözleri gizemli bir kadın,
Alıp götürsen beni dokunulmamış yerlerine,
Gözlerinin içine bakarak yürüsem Beylerbeyi'ne
Oturup, bir ağaç gölgesinden,
İzlesem seni, ömrüm yerine.
Kuşların cıvıldasa şen şakrak.
Buluttan bir aydınlık sanki Üsküdar'ı yırtacak,
Ah bir gülsen yer yerinden oynayacak.
Haliçteki oltalar belki Boğazı tutacak,
Üzerindeki sandallar umtlara tutsak.
Sema bile, bir başka mavi senin üzerinde.
Çelikten köprüler takılır birden gözüme.
Nisan yağmurlarıyla, İstanbul vurur yüzüme,
Edalı bib kız gibi süzülür,
Dokunmayı kaldıramaz yüreğim,
İstanbul, benim gizli sevdiğim.
Sahilinde buram buram balıkçıların kokar.
Kışın ortasında, çıplak ayaklı çocukların,
Senin denizine koşar.
Anlatamam bir türlü sana olan sevgimi,
Sahil yolların, önüme çıkar.
İstanbul benim, gizli sevdiğim,
Sana olan sevdamı, anlatmaya yetmez yüreğim..!
Kayıt Tarihi : 29.4.2005 09:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)