Hiçbir yolcu dönüp bakmaz ardına
Herkes düşmüş bir geçimin derdine
Yabancı oldu çokları öz yurduna
Ana gibi yar oldu İstanbul.
Taşı toprağı altın deyip geldiler
Kalbur alıp, un edip elediler
Her yerden bağrını oyup deldiler
Yine de kucakladı aldı İstanbul.
Büyülenmiş gözler engel tanımaz
Sevginin fazlası bazen yaramaz
Memlekette işim aşım diyen az
Akın akın sana koştu İstanbul.
Yalan değil oldun hepsine çare
Çok küçük oranda verildi fire
Dağılsa da saçların pare pare
Hepsini bağrına bastın İstanbul
Gönüllerdeki sevgin elbet taşacak
Uğruna kaleleri engelleri aşacak
Fatih’in atlıları gibi sana koşacak
Buna hayır demek zordur İstanbul.
Atalarımızın kalbi seninle attı
Nice devrin sonu seninle bitti
Dünya, düzenini seninle tuttu
Asırlara hükmün geçti İstanbul
Hazreti Muhammed'ten duyduğu methi
Yerine getirmeye en büyük ahdi
Müjdelere mazhar sultan Mehmed’i
Gönüllerin tahtına koydun İstanbul.
İsminde bilinmez ne sırlar gizli
Boğazın suları akarken nazlı
Gözlerin buğulu, yüreğin yaslı
Tarihinden ibret aldır İstanbul.
Anlatılmaz yaşanır güzelliğin var
Sende olmayana dünya olur dar
İçinde ab-ı hayat suyunu saklar
Bağrı yanıklara verir İstanbul.
Yüreklerde yanar kavrulur aşkın
Sana ulaşamayan aşıklar şaşkın
Kavuşanlarınsa hasreti çoşkun
Seni bulamayan çöldür İstanbul
Kayıt Tarihi : 28.4.2005 23:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (4)