....................(gözden ayrı düşen
....................gönülden ayrı düşermiş)
5
Ne vakit göz göze geldik?
Aklım hep sende İstanbul
Bahar mı kış mı değdi tenine
Aklım hep sende İstanbul
Hangi sultan mahyasında adımız
Ahmet’te mi, Eyüp’te mi
Hangi taşa işaretlendi nişanımız
Dikili mi Çemberli mi İstanbul
Bu koku incilerle süslü gece
Diz çökseydim, eteğini öpseydim
Vuslatla taçlanır her sultan
Boynu bükük sarayların İstanbul
Surdan bağları çözülmüş usulca
Saçları savrulmuş yedi tepeden
Hangi âşığın taşkınlığı bu Kanlıca
Haliçten dayamış hançerini İstanbul
Hep kabus, hep yürek titremesi
Başkasına mı meyli yoksa?
Boğazında gerdanlıklar,
Söyle kime süslendin İstanbul
5
Adın müjdelenmiş, güzelliğin övülmüş
Yolların kesilmiş, surların dövülmüş
Taşın altın, toprağın Sırat’mış
Hasreti güzel İstanbul
Mecnun gemileri tepeler aşar
Umutla kanatlanır Hazerfan kuşları
Falcılar Muradıma Yeni kapılar açar
İki deniz arasında bir yolda görünür İstanbul
Ayasofya saflaşır Fatih’le
Kubbeleri altın hilâlle süsler Sinan
Bir hırka önünde diz çöker Selim
Uykuyu yitirir İstanbul
Sur dipleri, Arnavut kaldırımları
Gizli yada aşikâr âşıklar diyarı
Deniz gözlü, erguvan sürmeli
Sevdâlısı Leyla’dan çok İstanbul
Serin mabetlerde derin düşler
Uzun dualar, sabır tespihler
Gök yüzüne değen parmaklarınla
Zindanlarına çağır beni İstanbul
2
Kız Kulesi nâz kulesiymiş aslında
Küçük suda buldum mendilini
Usulca gel’de bana “Gel”
Elimi tut, boynuma sarıl İstanbul
Yorgun balıkçıları gözlesin Martılar
Bu çığlıklar benim sesim
Sevdâ renkli Lâleler hazırladım
Vuslatta gör beni İstanbul
Kayıt Tarihi : 28.4.2005 12:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)