İstanbul denince aklıma hep sen gelirsin

bir gün düşersem yollarına İstanbulun
bil ki seni sorarım caddelerine
kaldırımlarında seni ararım
delicesine daldığımda sokaklarına
her bir evin önünde seni görürüm

istanbul denince aklıma hep sen gelirsin

bir gün olursam kızkulesinin önünde
bil ki o gün seninleyim
sabaha dek dolaşırız üsküdar sahilini
oturup söyleşiriz
sevdanın bin bir çeşidinden
loş ışıklı çay bahçelerinde

üsküdar denince aklıma hep sen gelirsin

bir gün çıkarsam Çamlıca tepesine
boğazın tüm ihtişamı düşer saçlarına
seni seyretmekle geçer anım
ne masmavi denizi ne kızıl güneşi
istemem gökteki ayın güzelliğini
ellerindeki sıcaklık yeter bana

çamlıca denince aklıma hep den gelirsin

bir gün dolaşırsam Moda sahilini
yosun kokusu siner içime
o yağmurlu günü hatırlarım
yağmur taneleri hala tenimde
açılıp sandalla denizin göbeğine
bir tanrı bir sen bir ben içinde

moda denince aklıma hep sen gelirsin

bir gün olursam çengelköy sokaklarında
yanağımdaki bıçak izini hatırlarım
masaların perişanlığını kırık şişeleri
hiçbir şeyden korkmamıştım o gün
seni kaybedeceğimden korktuğum kadar

Çengelköy denince aklıma hep sen gelirsin

redfer