İsrafil sur'a üfledi

Abdurrahman Taşin
16

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

İsrafil sur'a üfledi

Biz üşürken hüzünle, onlar üşüştüler sinsice.
...
Girdap büyüsü sokaklarında, medeniyet kokardı.
Yürüyüşün bir başka sıyrılırdı mizansen bakışlarımda.
Hüzne adanmış hikayelerin mevsimleriydi sabah.
Gri ve de gergindi tüm dokunuşlar. Çocuk gülüşleri bahara dik durduğunda mavi, sıcak bir duş alırdı sokaklar. Ve duvarlarına asılan tüm yaralar bir bir dökülürdü.
Titreyen sokak lambasının altında, tehlikeliydi kurduğumuz tüm düşler. Kırık ve kırılgan aşkların, sitemi karışırdı geceye.
Gece yıldızlara. Yıldızlar bir avuç duaya...

Ey...

Zulasında bir tutam esrar, sevdasında ecel, gözlerinde keder olan mabedim! Sevdaları en çok senin dilinde yaşadım, en çok güneşine sığınınca neşelendim. Özlem dediğin bir bıçak yarasıdır her an üzerimde taşıdığım.
Biz seninle geçmişi hiç anlamadık. Gelecek diye bir yer vardı. Onu da, hiç sallamadık. Ama öyle bir şimdi vardı ki. Anlatamadığım çocukluğumun özeti işte...
Ve...
İsrafil üfledi düşlerimize. Rüzgar deldi tüm duvarları. Ansızın bir gece.
Stratejik düşüncelerin kurbanı, antika bakışlım.
Güneş şehrin incisi, sevdiğim. Gözbebeklerine dinamit mi işlediler. Uyandığında infilak mı edeceksin ha? Oy hangi kahredici ağıt dindirir. Oy hangi bağrı yanık türkü sindirir. Yakılan hayallerini, yıkılan duvarlarını. Hangi, Hangi?
Ey...
Körpecik kuş misali bilinen ama keşfedilmeyen cennetim. Söyle! Senide astılar öylemi gözlerinden. Can özüm, özgürlüğün mabedi. Bitme! Sen bitersen Mezopotamya dağılır. Üzülme! Sen üzülürsen Dicle akamaz. Solma! Sen solarsan Hevsel yeşermez. Yitme! Sen yitersen yok olur medeniyet. Düşme! Sen düşersen geriye hiçbir şey ayakta durmaz.

Tehlike sancılar şimdi her yanımı, Kapılar kapansa da ruhum hisler heyelânı. Dirhem dirhem üşüşüp yırtılan namusunu... Kirletirler şafağı Dört ayaklı dan beri.
Son bir gayret sevdiğim... Hevsel’in güneşe durduğu açıdan, kaşlarıma bir kurşun misali atıl, atılda dört ayağına pusu kuran cellatların gözyaşlarımda hayat bulmasın. Sen çocukluğun en anlamlı gülüşüsün bilir misin. Sen çocukluk anılarının en tehlikelisi, en hüzünlüsü ve de en neşelisisin.
Kapama kapılarını üşütürsün tüm düşleri.
...
Enkaz, ölü bir şehrin yığınlarını kaldırırken avuç avuç acımadan. Gerisinde duran esmer bir çocuğun göz yaşlarıyla ıslanmıştır. Umudun peşine takılıp cılız darbelerle kaybedilen hazineyi güçlü molozlarda aramak ise; Bir Leyla’nın kıyameti getiren yakarışlarıdır. İhtiyar ve yorgun adımların semaya tüten son nefesleri bitirir her şeyi...
İşte o zaman şair intihar düşler yarınlara. Ve de ölüm hiç bu kadar incitmemişti şiiri...

Abdurrahman Taşin
Kayıt Tarihi : 1.10.2017 15:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Abdurrahman Taşin