Leyla'm Nehir Gülüşlü Yarim
Kırsal bir tufandır hislerim,
İsyandan başka türkü bilmez dillerim.
Fıtratım ağır yenilgiler alıyor şimdi.
Atılıp tutasın ey nehir gülüşlüm.
Aşka bulanmış sarhoş beynimin bakan gözleri, karda yürüyen bir güvercinin adımlarını izlerken buğulu buğulu...
Güneş doğuyor içime ansızın,
Papatyalara dönüşüyor mimiklerim.
Yüzümü yıkayan tatlı bir uğultu duyuyorum.
Sevda sela'm okunuyor gök kubbede...
İşte böyle sancıdı içime.
Kadının ilk dokunuşu.
Uğramamıştı sesimin kıyılarına.
Böylesine esrarengiz bir kuş cıvıltısı,
Bir keman gülüşüydü gamzelerinden yüreğime akan,
Zifiri gecenin üstüne doğan güneş gibi parlak,
Çocukluk hüzünlerimi bölen neşeli bir dokunuş...
Gözleri gökkuşağını doğururdu,
Yağmur ve güneşin öpüşmesinde hayat bulan toprağın gökyüzüne gülen bir el sallamasıydı...
Leyla’m Nehir gülüşlü yarim.
... Aşkın yağmurlarında ıslanan saçlarıyla yüreğimin fidanına can suyu oldu.
Attığım her kalp atışında zikre durur dillerim, lal kesilen dizelerle.
Öyle acayip düşlere daldım ki gereksiz.
İmgelerim hap almış sersefil,
Yüreğimde öncesi olmayan yeni bir haykırış,
Yeni bir serzeniş...
Tufanın zıttı var mıdır? Sence Leyla’m?
Ben oyum!
Yıldızlar yağmurda ıslanır mı? Sence Leyla'm
Ben ıslandım!
Çiçekler üşür mü? Sence Leyla'm
Ben üşümem artık!
Cennet nerededir? Sence Leyla'm
Ben gördüm!
Senin gözlerin ne yöne bakar? Leyla'm
Ben, sen denen o şiirdeyim.
Bütün maviliğim ile hasretinin bekçisiyim...
Abdurrahman Taşin
Kayıt Tarihi : 18.12.2018 20:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!