Demlik-demlik hasret demlenir içimde;
Bardak-bardak özlem içerim akşamın hüznünde;
Nefes-nefes seni çekerim ciğerlerime efkâr tepesinde;
Buram-buram sen kokar; kokladığım bütün çiçekler...
Popo “Brezilya”
Yanaklar “Hollywood”
Gözler “Japon”
Aslınız nereli…?
Pardon!
Hiç sorma, kafam bozuk bu aralar…
Teselli etmiyor ne şiirler ne şarkılar…
Deli ediyor beni zamansız ayrılıklar…
Artık senin olsun pembe yalanlar...
Başkası sever, ama ben taparım...
Torunum Peren’e, sevgimle…
Papatyam benim; mis kokulum
Evimizin neşesi, biricik torunum
Rabbimin armağanı, mutluluğum
En kıymetlim; seni çok seviyorum
Bir ayrılık şarkısı çalıp söylüyordu...
Hem çalıyor hem de ağlıyordu...
Besbelli ki aşk acısı çekiyordu...
Adeta şarkıyı yaşıyordu piyanist.
Şarkısında vefasız bir sevgiliyi anlatıyordu...
Giderken uğrayamadım sana,
Arayıp haber de veremedim.
Eşyaları toplarken telefonumu düşürdüm;
Aksilik bu ya, senden özür dilerim.
Sensiz hiçbir şeyin tadı tuzu yok,
İçimde anlamlandıramadığım bir boşluk…
Sebebini bilmediğim, geçmeyen bir serhoşluk…
Leylasız çöllere düşen mecnuna döndüm…
Puzzle misali parçalara bölündüm…
Bir puzzle düşün; binlerce parçadan oluşan…
Kara-mara…
Ela-mela…
Çakır-makır…
Yeşil-meşil…
Kahverengi-mahverengi…
Menekşe, mavi…
Teninde toprak kokusu
Gözlerinde aşkın büyüsü
Ben her yağmur sonrası
Sana yeniden aşık oluyorum
Sen benim dinmeyen yağmurumsun
Her gece rüyalarıma giriyorsun...
Saçlarımı tel tel öpüp kokluyorsun...
Parmak uçlarınla tenime dokunuyorsun...
Bir uyanıyorum ki; yoksun!
Her gece rüyalarımı süslüyorsun!...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!