Çekilmez bir pazartesi sabahı,
aydınlarını gömmüş bir aydınlığın hazin sonu,
kuşlar, insanlar ve bulutlar,
hepsi karanlığın elli tonu.
Yatak üzerinde göz önüne gelen,
Yüzüme karşı takınılan abûs tavırlar,
göz çukurumdaki hayallerim için,
bir ölüm nedeni.
Bühtan sarmış dört bir yanımı,
yavru vatan toprağı gibi.
Bu acı zamanlarımda,
Mekruhlara göz koyduğundan beri
gözlerine tesadüfen dahi olsa,
bakmamaya çalışıyorum..
Bu yüzden gözlerinin
hangi rengi fırçaladığını hatırlamıyorum.
Mantığımda tasarladığım
Hakaik,
acıttığını inkar etmekte ısrarcı ve beni
afallatmanın şevkine kaptırmış kendini.
Kandırma güdüsüne yenik düşen birinin,
küçük çocuğa emanet güvenini
kazandırmak istemesi gibi,
Duygular; biraz efemine, biraz maço.
Mutluluk cimri bir zengin,
keder ise eli açık bir fakir.
Bu hengâme arasında konuşuyor zamane insanı,
araya giriyor yılların buruşturup attığı yüzün
çok bilmiş sahipleri.
Jesus tarafından kutsanmış,
ona fazlasıyla hayran, bir hristiyan.
Aklına getiriyor Jesus'un ölümünü.
Gözler kan çanağı, sinirler gergin,
bu nefreti tüm papazlar kutluyor.
Bu Hristiyan'ın nefreti gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!