Yeni bir oyun sahnede
Oba denilen yerde
Haberini verir jurnalciler
Açılmak üzereyken perde
Meraklı kalabalık ve çocuklar
Hayat, imtihan eden bir okul
Ve baş rolde, aciz bir kul
Yanında olsa da eş, kız ve oğul
Ey kul, sen yaratan sokul
Hayatın sıkıntılarını yükledim
Bir içimlik sigaraya
Ateşinde yakıyorum, onları
Kafama takıyorum
Ve sana boşaltıyorum
Hayatın küllerini
Alabildiğine uçsuz bucaksız sahil
Göktaşları misali
Gözün gördüğü her şey dâhil
Ve dünya, kum tanesi hali
Aklı zorlayan sınırsız evren
Ben sevdayı koydum cebime
Astım aşkı boynuma
Sen ihanetin tuttun elinden
Attın yılan diye koynuma
Kurban oluyorken, bayramda koyun ile sığırlar
Ve o kurban, sahibini, ahiret yolunda ağırlar
İbadet niyetiyle kan akıtmıyor, dilsiz ile sağırlar
Kendi nefsiyle kurban olana, kurban olayım
Öncü olsa da, kurban kültürümüze cömert Kabil
Dağlarda gezinen postallar ağladı
Gökyüzü
Yağmur döken bulutlar
Yükseklerden akan dereler
Al kanların döküldüğü yer ağladı
Kurşun
Deldi geçti; deri zırhı
Geriye bıraktı
Gözyaşı ve kahrı
Kalem
Sen doğunca, nur olmuştu hanem
Şehitliğin geldi, yandı ciğerparem
Kolay mı alışmak yokluğuna ey oğul
Ben vuruldum yerine, acımı nasıl yenem
Yıktı bu acı, indi en derine
Kut'ül Ammare, Bağdat'ta küçük bir kasaba
Düşman ilerliyordu; Dicle'deki Şattülarab'a
Selman-ı Pak'ta yenilgi, katılmamıştı hesaba
Göğe yükselirken, Kut'ül Ammare'nin tozları
Hint tümeniyle çekilmişti; Kut'ül Ammare'ye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!