Küçükken yaşlı bir tarlanın
Sarı saçlarını yakmıştım
Hemen evimizin önünde
Yeni hatırlıyorum.
O söndü, şimdi evler var üstünde
Ben hala yanıyorum...
Haydi..! Çık içimdeki Yusuf!
Çık..! O derin kuyudan
Tamam..! Bir çile, bin olgunluk
Doğru..! Kardeşlerinde kıskançlık
Ama zamanı geldi artık
Öğrendin azmetmeyi-affetmeyi;
Bakarsın…
Bir gece vakti:
Hani o elâ gözlerin
Akmıştır yüreğime.
Kirpiklerin yavaş yavaş
Boyamıştır dünyamı,
Kalbin dokunmuşsa iplik iplik.,
Motifteki candadır Allah.
Boğazına saplanmışsa tarifsizlik
Kelimelerin ucundaki kandadır Allah.
Ruhunu haramdan öteye sürdüğün zaman,
Kimi seveceğim diye sordum bahtıma
Bahtıma sorduğum sendin demek ki.
Rüyalarımda çıkardın gönül tahtıma
Hayra yorduğum sendin demek ki.
Gören de şiir yazıyorum sanacak
Ne tuhaf!
Küfrediyorum desem mesela
Kafiye mi bozulacak
Aslında tam da uyacak...
Hep boş laf!
Sen güneşsin,
Sen bulut
Ve sen rüzgar;
Sen doğarsın,
Sen kaplarsın
Ve hava yağar...
Başımı soksam gecenin karanlığına
Boğulur muyum siyahında?
Karşı çıksam şu gecenin delikanlılığına
Vurulur muyum silahında?
Ansızın prangalar vursalar sözüme
Zindanlara kapatsalar sonsuzluk mateminde
Yaralarım kanasa solgun tenimde
Çekmeye razıyım da aşkın ezasını;
Bir sensizliği çekemem.
Uçsuz bucaksız yollarda yorulmadan
Her baharda açmam ben
Öyle herkese de sunulmam
Bir sana filizlenmişken
Ancak sana sunulmalıyım
Sanki; Tanrı'nın ellerinden...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!