Ne yapsam bulamadım, aşk derdime bir çare,
Olmuyormuş demek ki, senin canın sağ olsun.
Çölün gülünü verdim, sözüm geçmedi yare,
Olmuyormuş demek ki, senin canın sağ olsun.
Özleminden yoruldum, gülüşüne bakmaya,
Buğday tanesiyle güneş,
Başlayınca konuşmaya,
Kıskandı toprakla hava,
Haber saldılar suya da,
Yürüdüler dostluğa.
Dünyanın bütün çiçekleri,
O eşsiz kır çiçekleri.
Hepsi güzel, hepsi alımlı
Hepsi saf, hepsi temiz
Hepsi sevimli.
Kıvrım kıvrım Anadolu yolları,
Bir bir aşar başı puslu dağları.
Köşe bucak gezdim ama görmedim,
Garibimi kucaklayan kolları.
Sordum bizim garip dostu Yunus’u.
Neredeler şimdi?
Gülüm gülüm dediklerim,
Canlarım,
Biriciklerim,
Hani, dünyalar kadar sevdiklerim,
Ömrümü verip de,
Zaman su gibi,
Bakmadan gözünün yaşına
Silip süpürüyor her şeyi.
Anacık, babacık yollar
Kimi geliyor, kimi gidiyor.
Çok isterim şu an,
Şu an yanımda olmanı...
Sevdadan yanmış
Tutuşmuş eteklerinin,
Sezen'i kıskandırırcasına,
Tek başınasın.
Özgürlükler de senin,
Kuyruk olmuş acılar da.
Nerde akşam, orda sabah,
Gel keyfim gel.
Gelmiyor.
Göz ucuyla, görüverdim aradan,
İki güzel, geliyorlar pınardan,
Ne de güzel, yaratırmış yaratan,
O endama, o bakışa, tutuldum.
Bir havalar, bir havalar görünce,
Kan kırmızı gülleriydi onlar
Cennet vatanımın,
Çileli insanlarının
Kan kırmızı gülleri.
Kara kışın, karanlığın vurduğu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!