Bir cân vardır Cânî'de bir de cânân
Kast etmiş Cânî'nin cânına cânân
Bir değil bin de olsa Cânî'de cân
Varsın olsun hepsi cânâna kurbân
Dün gece seni gördüm rüyamda,
Ellerim, rüzgârda savrulan saçlarındaydı.
Ben sana bakıyordum, sen bana;
İki sağır ve dilsizdik adeta.
Dün gece seni gördüm rüyamda,
Âşık gibi mâşûktan da vefâ bekleme sen
Zîrâ aksamak öğrenir topal ile gezen
Git;
Kasırgalardan durulmayan yüreğimde,
Kıyamet koparırcasına git.
Git ama;
Yıkılan umutlarımın soğuk ve ücra köşelerinde,
Merhaba diyebileceğim bir yüz bırak bana.
Sâhip olduklarımın son,
Olamadıklarımın baş harfi.
Bir dudak kadar mâsum,
Bir âşık kadar meyilli.
Bir tanesi mâşukta,
Sadece gururlarımızın konuştuğu son vedada,
Ellerim ellerini bırakmaya yakın,
Boğazım düğümlenirken iskelede,
Dudağımda yarım kalan bir söz;
Gitme!
Sustu şiirim etkisizliğin verdiği bir tepkisizlikle,
Kustu yüreğim içindekileri yeterince,
Puslu bir sevda öyküsünden kalan,
Yaslı bir veda oldu bize.
Nasıl anlatsam bilmem ki
Sanki bir çift kanadı var kalbimin
Uçuyor seninleyken
Bir güvercin gibi.
Kalemimde dinmez bir fırtına
Kağıdım mürekkepten bir okyanus
Ne yazsam kaybolup gidiyor girdaplar arasinda
Her biri bin parçaya bölünüp
Karanlık dehlizlerden geçiyor kelimelerim
Erken kaybettik ne varsa sevdiğimiz
Gelenler oldu ve gidenler daha çok
Birçok kez de öldük üstelik
Şimdi bir yaşamak kaldı,
Tecrübe etmediğimiz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!