İsmail gökçeye mektuplar (4)

(gökçeye mektup 4)

Bizim....

Merhaba can kardeşim,yine çıktım çileden
Sana yazayım dedim,bir dosta, bizim dilden
Sıralanmış milletin dertleri dizim dizim
Candan ötede can yok, kelam bizim söz bizim

Yakılıp yıkılıyor memleket dört yanından
En katı yüreklisi bezer olmuş canından
Kuduruyor hıyanet sırtını okşadıkça
Asker sivil demeden öldürüyor alçakça

Sıralanmış milletin dertleri dizim dizim
Senelerdir bakıp da göremeyen göz bizim

Onca vatan evladı birer birer düşüyor.
Ateş yakmıyor artık ocakta köz üşüyor.
Hapisteki bombacı vekil bile oluyor.
Sorulmalı bu kervan hep böyle mi gidiyor?

Sıralanmış milletin dertleri dizim dizim
Ayaklar baş olunca dövülecek diz bizim

Büyük suç oldu artık bayrağını çok sevmek
Marifet sayılıyor bana ne deyip geçmek
Anlatmak kolay değil içi boş kafalara
Oyuncak olduk artık küresel oyunlara

Sıralanmış milletin dertleri dizim dizim
Ayağa düşürülen itibarsız söz bizim

Sabah erken kalkanlar harita çiziyormuş
Belli ki Türk tokadı çok çabuk unutulmuş
Mahalle pazarında satılıyor asalet
Beraberce yürüyor siyasetle ihanet

Sıralanmış milletin dertleri dizim dizim
Şikayetimiz kime utanmayan yüz bizim

Boşuna bu hayaller hiç kor ateş söner mi
Cihana hükmedenler sözlerinden döner mi
Karıştırın külleri neler çıkar altından
Beş bin yıllık devleti Türk indirmez tahtından

Sırlanmış milletin dertleri dizim dizim
O küllerin altında sönmeyecek köz bizim

Böyle derin uykuda çektiğimiz az bizim eylül 2007