Kadın defterine ağlıyor
Kaleminden dökülen rengi ağarmış
Bir çiçeğin solmasına münhasır çizgiler çizen
Mürekkebini bilmeden.
Ruhuyla oynuyor karanlıklar
Gündüzden, geceden.
Beni gecelerden sıyırdılar
Zemherice bir ayazın şafağına attılar yüreğimi
Oysa yüreğim ısıtırdı karanfilleri
Artık üşüyor avuçlarımdaki çizgiler bile
Uyusam dolacak içime buzullar
Uyansam akacak ruhum toprağa
fakat,
gülüşüne
güzelliğine şaşıracak ne vakit, şair
aklı saçlarının tellerinde
kalbi gözlerinin derinliğinde
Uyanıyorum uykulardan
Bir şafak vaktinin
Alaca kızıllığında
Kendimi arıyorum
Yalpalamasından belliydi ruhumun
Ya takılıp düşecekti
Gülüşünde gizlenen serzenişin
Sonbaharı yeşerten
Bir seninle müsterih
Bir seninle hırçın
Mavinin kucağında yanan
Kıpkırmızı denizler
Sen gittin
bana koca bir şehir bıraktın
bazen bir türkü çınlar kulağımda
sesinin ufkunu anımsatır bazen
seyrinde alemin
yalnızlığımdır gürültüsü şehrin
Bir gün sana son şiirimi yazacağım
Haberin olmayacak.
Bir gün sessizce gideceğim
O kadar yokum ki sende
Haberin olmayacak.
Ve ben biliyorum
Saçlarının ayrımında yeşerir çiçekleri ömrümün
Ve ben tohumlar ekerim sevda tarlalarına.
Sen misin baharının muştusu gönlümün, değil
Bense dualar ederim bensiz yarınlarına.
Konmazdı pencereme güvercinler, sakalar
Marifet şairdeymiş
Üçüncü seferde anlayabildi
Hem geç oldu
Güç de oldu.
Karanlığa kilitlenmiş gözlerin
O aşkın rüzgarında savrulur
Hasretinden örselenmiş bedenin
Güruhtu ömür
Sohbetinin karşı kefesinde




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!