Küçük bi İskender olmak vardı ya şimdi
Gecenin tam da dördü sekiz (04:08) geçen saati
Onun gibi küçücük yaşayıp
Kocaman ölmek..
Şehirler arası trenlerde
İki vagon arası
Sıkışan
Babacan biletcilerin
Son sigara paramiza dokunmadığı
Üç mevsim oldu sarhoşum
Çirkin sarkılar çalıp söylüyorum
Sokak kedilerine
Bi tanesi hiç dinlemiyor beni
Benim annemi dinlemediğim gibi
Onunda başı benim gibi hep çöplükte
Geldin işte bak
Bitti o bütün namussuz
Menapozlu acılar
Soğuk değil kışlar eskisi gibi
Ellerin etlerimde
Sıcak
Öyle masun öyle kırık gözlerle bakma bana
Rengarenk bir gökkuşağı bezenmiş olsada suretin
Gördüğün sadece bir yansıma ışık süzümü Beyaz bir tay
Kızıl bir elma
Yada
Siyah bir çocuk yüzü değilsin asla
Günün bittiği o yerde hiç olmadın sen
Bencildin
Beklemedin varmadin benimle güneşin yanagimiza yansıyan o sıcak yüzüne
Ellerim hep sigara
Hiç sen tutmadın
Göz yaşımın düştüğü o yer omzum olucak derdin
Bir martı
Çığlığıyla
Yırtıyor gecenin kanatlarını
Caddeler kırmızı trafik lambalarıyla kapatılmış
İnce bir yağmur gökyüzü
Ceketim hafif ıslak
Seninle yazılı bi yazgı olmasada dünüm
Sana yazılı olan şeylerle geçti bütün ömrüm Kızılırmağın kızıl saçları gibi örgülü
Katmer katmer
Yaşadığım topraklar kadar güzel ve sıcak yüzünün bana çevrili coğrafyası
Kekik yiyen keçi eti tadında damağımdaki gevişli lezzetin
Kokun
Bir kadın çiz ey şair
Bu gece bana
Dizelere dökülürken kelimelerin
Tamamlanıp vücut bulan
Bir kadın
Her satırında daha çok aşık olayım elmacık kemiklerine
Şiire muhtaç günlerdeyim
Öylesine bir hikayeden çıkmaz
Bu sır dolu sözcükler
Yaşamam lazım bu hayatı
Yaşatmam
Öyle sımsıkıya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!