Giden günlerde bir kadin, sapsari dikensi cicekler acmis agacin fotografini cekiyorken cavlan sularda akan derenin kenarinda, ` birgün evvel ben de cekmistim ` diyerek ayaküstüs laflasirken, daha fazla dayanamayip bu karda kista kuru ayazin koluna kucagina kendini atmisligin müthis ask yangini delice derdi ve dayanilmaz cilelere katlanabilecek gücü olmasi gerektigini varsaydik..
Hic degilse toplum duyarsizi kendinin ilgisiz alakasizi INSANDAN daha görür bilir yasar duyar davranir canliligi ve tanikligi vardir demelere bu deli caglar düskünü agacin , hatta öyle ki tüm kardelenlerden evvel yatip uyuyamayip, tenine dokunan kimi zaman günes kirintilariyla yetinip doyarak; sonsuz ve tükenmez umudu, tutkuyu,hissi, hazzi, zevki, zerafeti, sevgiyi, mutlulugu, özgürlügü, özgüveni, sinirsiz kuralsiz her zorluga katlanarak ucari sevinclerle ve bünyesinde -belleginde kalan YASAMA BiLiNCiYLE; herkese ve her yere müjdelemeye olanca var gücünü verip, renk katip, can attiginda karar kildik.
Keske ölmeden olabilseydi de insanlik, dünyasindan kovuldugu salonlara tikilip susup sönmeden evvel ocagi ve cirasi, buyrulmus esaretin yazilmis programlanmis hayatlarina esir düsmeye akli fikri gönlü vicdani razi gelmeyeydi, ne sabahi vardi artik cünkü ne hazzi huzuru dirligi saygisi mutlulugu ve selami. `Sanirim soguk iklimlerden olsa gerek ` dedi, ` daha kuzey Iskndinavya`larda hem soguk hem sürekli gölgede kalmak insanlari `mutsuz ediyor ve istatistigi yüksek intihara sürüklüyor` .
Tirier`liydi ve Frankfurt`ta alti aylik nöbetlese bir isyeri ortakligi varmis kadinin. Buraya bir haftaligina kar ve dag manzarasi yasama tatiline gelmis. `selam sabahi yok ` buranin da her yer gibi diyordu..
Dedim ki, `Biz Istasyon Hayvanat Agillari Cocuklari `kitabini okumussundur belki dedim. Düsünen ve sorgulayan ÖZGÜR IRADELI insani kendi kisiligi tabiati ve kimyasindan söküp kopararak, isterse kan kusssun irin tükürsün, diri diri ölmenin intiharina sürüklenen tek gidisli toplu intihar yolunda zibarsin kalsinlarla düzenlenip donanmis özenti, imrenti, moda, magaza, müzik, sipor, kalip, UYUSTURUCU ve afyonlarini- ister fabrika ciglik sireni calsin, isterse haber bültenleri okunsun bagirsin- doldurulduklari dipsiz tabansiz intihar cukurundan bir daha asla cikip kurtulmamaya sürüklenip dans ederek kurulmus soygun sömürü sisteminden denetleyip yönetip yönlendiren kanun kural dikiz ve POLISIYE kontröllü celatligina ölümünü teslim etmenin, kendine yabancilasmayi sart kosan insan yalniz- kimsesizligi yapilip piyasaya sürüldü. Her dünyadan kopmus insana iradeye hakka hukuka duyarli ilgili durus tavir tepki göstermeyi neredeyse yasaklayan, tezgahta vitrinde süper markalasmis kulluk köleligin toplanip dagildigi toplu intihar birikiminin artan sorunlara soyutlasip uzaklasmis ruhsuz caresiz aidiyetsiz SÜRÜ GÜDÜMÜ imar ve imal edildi. Biz Istasyon Hayvanat Agillar Cocuklari, burayi tetikleyen irin cerahat ve sonsuz suskunluga teslim olmanin acik ve belirgin-piyasa kurallarina uygun- toplu intihar carmihi odak ve ortak noktasiydi…
Seksenlerde doruk noktasina ulasan, simdilerdeyse uyusturuldugu afyon imrenti ve tüketim piyasasi kulu kölesi olmakla ve ölmekle ancak ölümün ucunda tutunabilen yaygin, kaniksanmis, kurumsallamis ve yapildigi intihar denegine hicbir itirazi tepkisi olmayan yalniz, yitik, yozlasmis , kokusmus plastik cerrahi budalasi olmaya yabancilastigi siddet nefret hirs kapris kibir yarisinda, en birinci , en etkin ve basarili ilgisiz duyarsiz ve toplumsuz bencil batakcisi yaratikliligin mahefttigi anlamsiz sevgisiz saygisiz bütün insani sorularin ve sorularin cehennem soguklugu ara mesafelerinde kaldigi iletisimszliktir, kimi ihtiyaclari giderilmesi karsiliginda ( lükse tapinip gösterise inanan ) insanligindan herseyini yitirmislgin tek basina kala kaldigi sebebindendir, Iskandinavya`ülkelerinin birbirinden ayrilip uzaklasarak kapilip kotardigi intihar girisimciligi. Soguk veya gölgede kalmis olmaktan degil ` dedim..
Bu arada : Semih Kaplanoglu `nun Buyday`iyla, Cem Yilmaz`in Uzay Mekikli Füze karargah robot veya Yahsi Bati`si arasinda ne fark var di dersen, hepsi de ayni corak-kurak kapiya cikan, karma -kozmik karisimlarla bol sükse acayip fiyakaya GISE ARPALIGININ kurgu ve kurmacasi medyatikligin, yandan yedekten mülayim ortama bagli cark cevriminde bol kazanc saglamaya dümeni kirik, capraz kimyasal uyarlamalariydi. Cümlesini ekledikten sonra..
Iyi ki dogduk dedik, karda ayazda sari cicekli bodur agaca baka dura, akip giden derenin sesinde oradan gecip giden güne sagolasin mahiyetiydi, uzunca bir fasil saz keman dinledik..
Bu buze, Oniki Eylül Cuntasiyla ülkeye topluma devlete tepeden bindirilerek, birdaha geri dönüsü olmayan haksiz -hukuksuzlugu tepkisiz grevsiz itirazsiz kabullenmeye mecbur ve muhtac birakan; ve Bop Esbaskanligi`yla sivillesip bugünlerin yayginlasip yerleip kurumsal hale getirildigi; her yerin yagma yikim talan vurgun soygun sömürü ihanetine özellestirilip uluslararasi patron tanrilarla birlikte yapilip kotarilan yerli isbirlikciligin holdingi, haydutu, borsasi, bankasi, siyaseti, tarikati,reklamcisi, tefecisi, tüccari, medyasi, taciri ve nice nice sucu sabkasi kendi keyfiyetine kanun kural tanimadan affa ugratip kosulsul kabule ve itaate kutsayan bütün deger ve zenginlikleri de sahsi mükliyetine envanterleyen; MAFYALASMANIN korkuyu karanligi siddeti dayatip yordugu ve tüm hayata hükmettigi, BOP intihar eyleminin bir baska tür ve cesidiydi.
Böylece de, caldigim isligin ardindan sehrin giris kismina döndüm koyuldum.
Subat / 22
Kayıt Tarihi : 10.2.2022 17:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!