Karşılıksız sevginin, karşılıksız hediyesi,
Kimsemiz yok, ne anası ne kardeşi?
Ben sensiz, senin sevdandayım.
Ben hâlâ, ayrıldığın sokaktayım.
Sevgisiz âşıkların yurdundayım.
Heyhat, sensiz kadrimi çekiyorum,
Dünya beyhude gelir, ölüm bile;
Derler artık "Ne çekti!" dilden dile,
"Sen"sizlikle, kaderler seçiyorum.
Kalabalığı bir bir geçiyorum,
Yaşarken de ölünürmüş, geç anladım.
Yaşamışım aslında bu içimdeki ölüyle.
Yaşamışım ama nasıl? Acı ve çileyle.
Ben bir ceset, enkazım, geç anladım.
Birkaç kere ruhumla birlikte satıldım.
Akşamın ufkunda dirilen çiçek,
Bir lahza güneşi görmeyen çiçek...
Koparılacak bir anlık şehvetle,
Bilmeden öldürecek melanetle!
Herkes bir ömür yaşar ama "bir" günde ölür.
Nasıl geçer şimdi sessiz sedasız bir ömür?
O gün gelip geçiyor, belki bize biçilen.
Biziz, insanların kaderinde geçip giden.
Veda olsa da, veda edemedim.
Kasvetli bir parkın ölüm bankında,
Otururken buldu vuslatsız kaderim;
Konuşsun dudakları da kederden.
Gözleri cehennemin kömürüydü;
Ben insanlara derdimi anlatamıyorum,
Her geçen gün kelimeleri kaybediyorum.
Cevap veremiyorum, soruyorlar: "Nasılsın?"
Konuşsam, kelimelerimi nasıl anlasın?
Ey kendini bile bilemeyen aciz kadın!
Sorarlar: "Sen neden bu yalan dünyaya kandın?"
Nedir sendeki bu kadar bencillik ve kibir?
Sana artık bu dünyadan ne söylenebilir?
Leylasız Mecnun kadar çaresizim,
Yolunu ben karanlıkta gözledim.
Umuttu bana sokak lambaları,
Sarı ışığın altında sensizdim.
Maziye dokunamam, mazi de benden kaçar;
Değiştiremem, ıstırabı acılar saçar.
Kalbimdeyse oturur hicranlarımı sayar;
Hatırlatma bana, susar kuşlar, solar güller.
Andırır geceler mazinin parçalarını;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!