Yaşamak için gözlerin yetmez mi?
Kirpiklerin sırat olsa
Cehenneme düşülmez mi?
Bir gülüşün
Bin cehennemi söndürmez mi?
Bir kez baksan
Kirpiklerin kalem,
Mürekkep gözyaşım
Şimdilerde tek sırdaşım
Bana bıraktığın saçların..
Sekizinciadam, isa gürbüz
Siz bir yanlışa gebesiniz
Haram aylar geçince bayım
Aşk ve ölüme esirsiniz
Kadınlarınızın aklı yalnız külçelerde
Ahlakınız soyunur gümüşten sergilerde
Siz bir yalana gebesiniz bayım
Son dizelerimi harcıyorum
Kefenliyorum yorgun bir şarkıyı
Nota veriyorum insanlığa
Çarmıha geriyorum bugün şiiri
Sevmek, ölümün en keskin hali
Yıl 1444, Ya Rab, günah gibi
Yumuşak, ılık bir yaz akşamı
Rayların arasından geçecek umutlarımız
Rayların altında kalacak yalnızlığımız
Kirpiklerinle tutuşurum
Benim trenim aşkınla körüklü
Göğsümdeki tüm duraklar sen yüklü
Gözlerin zindan bana
Temmuz sıcağında Antalya'da
Kirpiklerin bitmiş göğsümde
Topla sevdayı yüreğinde
Çırılçıplak kalsın tarlalarım
Sen sür ellerini
Üç Talak Şiiri: Din, Vatan, Aşk
Eski, argın bir fayton
Evlat yüklü sandıklar omzunda
Günah gibi katı bir hüzün
Kayboluyor, siliniyor Anafarta’da
Yitiriyorsa bir şarkı notasını
Bir kuş kafesini terk ediyorsa
Ya da gökyüzü eziyorsa kanatlarını
Yorulmuşum Tanrım
Umursamıyorum
Aşınmış idealizmin surları
Tüm rüzgarlar Seni fısıldar
Tüm renkler Seni giyer üstüne
Güzelliğin karşısında gölgedir güneşler
Sana açar tüm çiçekler
Bak ne kadar sevenin var
Ben olmasaydım olmazmıydı?
Gözlerin kanadı
Dudakların al aldı
Gözyaşların gamzelerini sardı
Şiirde maviydi, sarardı
Aynalarda artık karardı
Şu sudaki yansıman yeter bana..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!