Yapacak bunca şey vardı
Düşlerimden geriye bir kaç tel
Bir de iki metrekare yer kaldı
Ruhumla geldim, ruhsuz gidiyorum
Atadan kalma bir ev
Tutukluk yapmış dizelerim
Yüreklere inmiyor
Yürekler de sustalı
Sinemde birkaç ağır yaralı
Umudumu düşürdüm bir kere
Hangi kılıf taşır çığlığımı?
Neden aklıma sen gelirsin
İnme iner tüm şehre
Ve gök deyince gözlerin
Sırat köprüsündeyim
Yay kaşlarını çatma
Yine senin cehennemine düşerim
Birisi utandı ve kendini ateşe attı
El değmemiş bir inziyavdı
Diğeri vuruyor, taşlaşmış göğsüne alnını
Sen ne kadar ölürsün bilmem,
Stepanida, söylemiştim
Düşlerimi eğip büken kadın
Kıtlık hakim yeryüzüme
Hâla yetimlik gizli
Seccademin yorgun yüzünde
Gerdanlık yapıyor şeytan sevaplarımı
Ya Rabb, cehennem bilmem, sanki burda mı?
Seher vakti ağlıyor üç bin melek
İstanbul gibisin
Gözlerin kalabalık
Gökkubben kibirli ve dağınık
Yüreğin iki parça,
Yüreğin hâla üsküdarda
Yalnız bir vapurda
Kaç minare yıkıldı göğsümde, duymadın
Dolaştın asırlarca sinemde, görmedin
Her günahta incittin
Benden sonra hazan yağdı üstüne
Duy beni ademoğlu,
Neydi yüreğindeki bu zehir?
Sen öp dizelerimi
Şiirim cennet koksun
Tamamla beni
Kafiyem gözlerin olsun..
Sekizinciadam
Bağışla beni, Kafka'nın hamamböceği
Ne kadar güzelleşmişsin görmeyeli?
Gökkuşağına boyanmış gölgen
Renkleri çalmışsın Cennetten
Kelebeklere gıpta ederdin eskiden
Zincire vurulmuştu bilirim, düşlerin
Nur yüzünle tebessüm etsen
Ne gam kalır ne keder
Gülen gözlerin cennetimdir
Bir göz kulübe verseler
Seni seyretsem ötelerden
Hem rahatsız da etmem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!