Kamyon kasalarında geçen çocukluğunda
Gidemediği okulu, tutamadığı kalemi, yazamadığı defteri
Hayal edip dururdu..
O da bütün çocuklar gibi
Öğretmen, doktor, mühendis olacaktım diyordu.
Tam da okul kapısından girdim diye sevinirken
Hevesini yarım bırakıp kursağında
Yine ellerde tırpan, orak, tırmık, dirgen
Yine bir başka kamyon kasasında
Yeni göçler başlıyordu yaban diyarlara.
Kızgın güneş altında kavrulmuş, çatlamıştı teni.
Biliyorum
Biliyorum ki bu değildi,
Irgatlığıyla birlikte değişmişti
Doğumunda ki rengi…
Çıplak ayaklarıyla bastığı toprakta,
Deve dikeni değildi ki canını acıtan
Her hasat mevsiminde,
Irgatlık olmuş boynuna geçen yağlı urgan
Düğün kınası değildi ayalarındaki nasırlar.
Alnından dökülen boncuk taneleri,
Ya sabır çekmek için dizilmedi ki imamenin ardına.
Ne zamana kadar bu sabır,
Bak işte
Bir yaşam daha yaklaşmakta toprağa..
Yüzünde oluşan sıra dağların heybetindeydi
Onurlu duruşu,
Satır satır yazılmıştı geçmişi
Mahkum edilmişlik okunuyordu her mısrasında
Laneti dökülüyordu satır aralarına...
İçten içe yandığını anlamayacak ne vardı.
Kısık gözlerine düşmüş yürek yangını.
İçindeki kininin nişanesiydi şahin bakışları,
Fırlatıp bir mızrak gibi saplamışdı dağlara..
Dilinde nağmesi bilinmedik bir ezgi,
Geveledikçe ağıtlaşıyor, çağlıyor.
Başını kavuşturup dizlerinin arasına,
Çömeldiği yerde usulca ağlıyor…
Kurumuş dala dönmüş sıska bedenini
Taşımıyor artık titreyen dizleri.
Bir adım öne,
On adım geri çekse de ayakları
Bakışları arkasında çakılı kalsa da
Geride ekmek bekler bebeleri
IRGAT diye her çağrılışında,
Kesiyordu nefesini yüreğinin sesi
Sıkıyordu boğazını bir çift el
Titriyor,
Titriyor,
Adeta Kükrüyordu.
Elinde savurduğu
Tırpanı
Orağı,
Havada ıslık çalıyordu...
Her savuruşu,
Her bir vuruşu,
Bir isyana dönüşüyor
Ve başını ayırıyor
gövdesinden haksızlıkların..
Bu isyanıyla alıyordu IRGAT
Kileyle ölçülen emeğinin bedelini……
dağarcık / İZMİT -30.08.2008/01; 20
2008 yılında YENİ DÜŞÜN dergisinde yayınlanmıştır.
Ferah YılmazKayıt Tarihi : 30.8.2008 01:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Köy Çocuğuyum
Ben köy çocuğuyum.
Babamın nasırlı elleriyle
Eşelediği topraktan biten,
Buğday tanesinin,
Unu ve alın teriyle yoğrulan,
Ekmekle, beslenip büyüdüm.
Ben köy çocuğuyum.
Anamın hırpalanmış elleriyle,
Dibekte dövülen,
Bulgur taneleriyle yapılmış,
Mis gibi aşla,
Karnımı doyurup, uyudum.
Ben köy çocuğuyum.
Filiz veren tohumlarla yeşerdim.
Ekinlerle serpilip, büyüdüm.
İlkbaharda meleşen oğlaklar,
Cıvıl, cıvıl öten kuş seslerine uyandım.
Ben doğanın sunduklarıyla,
Yetinmeği, ilke bildim.
Ben köy çocuğuyum.
Hayallerim; saban altındaki öküze,
Gökyüzündeki yağmura,
Tarladaki ekine kalmış.
Sevdamsa; hasadın bereketine,
İlmek, ilmek, düğüm, düğüm bağlanmış.
Hasan ÇEKMECELİOĞLU
TÜM YORUMLAR (37)