Ne kadar güzelmiş o günler meğer
Daha dün bunu ben nasıl bilmezdim
Bu güzel rüyayı görmesem eğer
Günlerce aylarca daha gülmezdim
Mevsimim güz olmuş aylardan eylül
Kimsin
Petekteki balımsın
Firavun mezarında
Binlerce yıl bozulmadan
Beklemişti o bal.
Kah denize girerim saatlerce
Kopkoyu bulutlarla kaplı
Bir ekim sonu gününde
Kah iki saat yürürüm
Yağmur altında sırılsıklam
Ve bir hançer gibi ruhuma saplı hasret
Tüm gözlerden uzak ve gönüllerden ırakta
Bekliyorum umutla terkedilmiş durakta
Güz gülleri giderek ağır ağır solmakta
Haşim'in dizeleri ruha huzur salmakta;
“Bu bir lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta
Diren diren diren
Nereye kadar
Bekle bekle bekle
Nereye kadar
Dayan dayan dayan
Nereye kadar
Günden güne taştan taşa aksana
Çepeçevre sevgi dolu baksana
Ellerini çiçek çiçek açsana
Aşka erip gemileri yaksana
Sessizliği dinlersin el ayak çekilince
Ara sıra nazar eyledim
Bir yaz boyu
Bilmem neler çağrıştırdım size
"Binlerce çiçekten biri işte"
Dediniz belki kimileriniz
O cennetten olmazdı şeytan elma sunmasa
Dünya cennet sanmazdı Adem ona kanmasa
Ocak alev almazdı önce kibrit yanmasa
Kerem ona yanmazdı Aslı sevdi sanmasa
Sözlerin diyorum
Sanki dudak değmemiş dudaklardan Kulağa fısıldanmış eşsiz bir şarkı gibi...
Bir gün hakkı överken, bir gün batıl seversin
Sanki deniz feneri, bir yanar bir sönersin
Şaşkın fırıldak gibi fırıl fırıl dönersin
Beni her gün daha da, şaşırtırsın tutarsız
Üç gün şarktan beş gün garptan esersin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!