-4-
"Yine Yol olmadan gidilmek istenen beldeye ulaşılmaz, fakat oraya ulaşma Yol'la değil yolda seyretme ile (yürüme vb fiili) mümkün, Seyirse ancak Yol sayesinde gerçekleşmekte."
-Nereye?
-E.. Oraya.
-E-Devlet?.. E-Vergi?
-E-Sağlık.
-E-Ben de ora.
-E, hadi o zaman.
"İp ve Yol'un ulaşılmak istenen hedefe/sonuca (maksûd) nisbeti bu ve maksûda nisbeti bu konumda olan her şeye 'Sebep' adı verilir."
*Gazzâli - Şifâ'ü'l-galîl.
-Ee, sen niye gidiyorsun şimdi ora?
-Ee.. Niye olacak, senin güttüğün sebep.
-Sen nereden biliyon benim güttüğüm sebebi?
-Bilmiyom. Tahmin ediyom.
-Hiç güleceğim yok! Nasıl tahmin ediyon?
-Ne var ki bunda, zor mu?.
-Değil sana göre.
-Değil ki, ya işte görüyom halini tavrını tahmin yürütüyom.
-Nesi varmış halimin tavrımın?
-Her insanın içinde -yüreğinde- magmasından fırlamış bir lav vardır, akışıyla yönünü bulan, izini bırakan, ulaşmaya çalıştığı içinden doğduğu magmasıdır; eğilimi ona doğrudur yine. Görüyom ki seninki de kavuşmak ister, halinin tavrının açık ettiği bu besbelli.
-Benim çoktan karışmıştır magmasına. Hem demeden ben, açık-maçık etmez O. Hem, Sen, nasıl bu kadar net okudun ki düşüncelerimi?
-'Yine de bir volkanik patlama ister\bekler...' ama değil mi?... E-Korkumdan okurum bende azbiraz. 'Bekler yine de çıkmak için aynı\ayrı yolculuğa.' Hah! Onun içindir ki hareketsiz durumdasındır ne vakit. Sönmüş gibi görünen bir volkanın kalan son lâv parçacığı olarak ne ileri ne geri hareketsiz kalakalmışlığın ile bu karanlığın şafağında parıldayışın bundan. Ne bekliyordu ki bu kan bu damarda daha fazla, yarılmasını mı derisinin? Bu kanın coşkusunu artıracak neydi ki bundan daha sebep!
-"Bilgelik, en esaslı biçimde de olsa çok şey bilmekte değil, bizi en kesin olarak mutluluğa ve hâkîki itibara götüren yolu seçmekte ve takip etmektedir."
Walter Savage Landor - Imagnäre Unterhatingen (Hayali Sohbetler)
-"İnsanlar ara ara hakikate takılır, ama bir çoğu yerden kalkıp hiçbir şey olmamış gibi aceleyle uzaklaşır."
Winston Churchill
-"Hakikat, aradığımız değil, zaman zaman kaza eseri takıldığımız bir şeydir."
Zizek, Hiçten Az- syf.520.
-Hakikat. Hakikaten avaz avaz bağırmadan mı görmüştür işini!?
-Yine. Çünkü...
-En derinlerde, çıt çıkartmadan, değil mi?
-Anladığın gibi tıpkı.
-Çünkü ki en başından itibaren (B)üyük (F)ırsatçılık (K)lüp (Ü)yeleri her fırsatta toplaşmış, (B)üyük (F)ırsatçı zihniyetleriyle hiçbir {F}ırsatı kaçırmamış: |B|ravo! {B}ravo! Onlara bir kütük (A)-FERİN tostlayın alkışlarla kışkışlayın bir an önce. Çünkü koca koca projeler, tasarımlar, inşaatlar, onca zaman, onca malzeme, onca emek, onca para... ve hangi akla hizmetle, resmen {B}üyük bir iflasın\israfın Büyük yapıcı M: (Mimar Mühendis ve Mütahit)'leri oldukları apaçık meydanda.
-Sonuçta bu da bir Anıt. Bir nevi 'Utanç Abidesi'. Hani şu yıllar evvelki soyutlamanın somutlaması gibi...
-Madem öyle, haydi gelsinler yıksınlar bunu da bakalım kolaysa, bu zihinsel kanaatlar abidesini. Aslında buna da alışılır ya zamanla, tüm utançlara alışıldığı gibi.
-Sonuç?
-Yine aynı: Bazı İnsani Fiiliyatlar Sîçmalığı! Kısaca: BİFS! BİFS BİFS BİFS!
Kayıt Tarihi : 15.1.2024 02:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!