Duydum ki;
Yaşı seninle yaşıt komşunun kızına, ‘hele bir savaş çıksın, babam babanın boynunu keserken ben de sana tecavüz edeceğim’ demişsin … Oysa o kız henüz öpüşmesini bile bilmiyordu. Ve sen bu sözlerinle onun küçücük yüreğine, öpüşmek tadından evvel ırkçı belanın yüz kızartıcı sicilini işlemişsin ….
***
ben de dünyayı bu yaşlarımda aldım, iki çocuk elimin avuçları arasına
öyle sevdim ve okşadım aldırmadım, soğuk mu sıcak mı coğrafyasına
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
maalesef hala kan kokmakta kırmızıya boyanmakta coğrafyalar..süper bir anlatımdı kutluyorum sizi ustaca yazılmışş..ders mesaj verir bir eser... saygılar
Ben de şimdi seni;
Savaşsız günlerde seninle paylaştığımız hiçbir oyuncağı geri almadan, izlerken beraber güldüğümüz, beraber ağladığımız filmlerdeki iyi çocuk karakteri üzerine kan kokulu giysiler giydirmeden dünyadaki bütün coğrafyaları aynı renk boyamaya ve bütün insanları aynı renk görmek ve sevmeye mahkum ediyorum…
USTALARA ALKIŞ....USTALARA SAYGI......ÇOK HARİKAYDI...................
ders gibi candan alkışşşş
Ve,
Beynimin içinde yaşanırken savaşlar yazmayacağım bu yoruma hiç bir olumsuz kelime...
Bırakalım tüm güzellikler girsin içeriye...
En çokta Aşk...
Bazen bir sevgiliye...
Bazen bahçedeki çiçeğe
Bazende çiçeğin üstüne tutunmuş böceğe...
Evrendeki tüm herşey sizi seviyorum...
Kalemini Seviyorum...uzungemici...
veeee.........işte geldim HOCAM...ve her zaman yaptığım gibi ben bir kez okuyacağım sizi sonra yine....ve size yorum yapacağım dilim döndüğünce sonra..sonrasını sizde bilirsiniz..şiirinizden her zamanki gibi çıktı alıp kuşların kordonu gezdiği yerde okuycağaım yine yine....renklerin en karası çocukların savaşı gördüğü yer değilmi?
1908 yılında İttihat ve Terakkicilerin ideolojik ve etnik patlamalara neden olmalarının sebebi bu tarihten 30-40 yıl öncesinden başlayan Osmanlıyı dolayısıyla Türkü yok etmeye çalışan evrensel şer güçlerinin, iç ve dış hainlerin, özellikle masonik faaliyetlerin amacına ulaşmasıdır. Bu hareket binlerce kez deşifre olsa da, sorumluları yargılansa da gücünden bir şey kaybetmeden günümüzde halen devam etmektedir. Milyonlarca kurban alan bu fikrin peşinden gidenlerin bize sundukları acı tablo ortada. Bize de ağlamak düşüyor.. Derin devlet değil şeffaf devlet olsa bu kadar rahat hareket edemezler. Ancak anayasanın şöyle esaslı bir şekilde değişmesi gerekiyor.
Aynı oyunlar İran, Irak, Pakistan, Afganistan, Cezayir, saymaya kalksam tüm kıtalarda onlarca sayıyı bulacak olan diğer ülkelerde de oynanıyor.
Kanlarının rengini mavi, kendilerini asıl, iradelerini hakim güç ilan edenlerin şerrinden kurtulmanın da elbet yolları vardı. İş yüreğe biraz cesaret ve azim koymakta.
Kurşun gibi delici, kılıç gibi keskin ama düşünen ve üzülen bir yürekten insanca yaşama davet eden ders verici dizeler..
Tam puanımla kutlarım üstadım... Sayfamda...
Mısralar arasından bir insanlık tarihi geldi geçti. Ülkem yüz yıl önce ulusalcılığın damarlarını kafatasları ölçerek başladı. Batıya yürüyüşün temel dinamiği orta asya kültürü yaratmak ve ırk anlayışını etnik kökenden, kültürel asimilasyona indirmek düşünden, düşüncesine oluşturulan tüm kavramlarda insan vardı.
Hala kitaplarda okuğumuz milli düşman, düşman olmaktan çıkmış ülkemi işgal edenlerin egemenliğinde ülkemi işgal etmişti.
Büyük düşmanların büyüklüğünün aşkına düşmanlıktan sildiğimiz, küçük düşmanlarla tarihlerimizi süslediğimiz günden bu güne, düşman ve dostlarımız olan insanlar vardı.
Her kahramanlık hikayemizin yok ettiği sayısız insan kitlesinin anısına anıtlar dikemediğimiz insan kardeşlerimiz vardı.
Ve bugün kardeşlik türküleriyle birbirine silah sıkan, bulduğu yerde canına ot kıyacak insanlarımız var.
'Elime bir fırsat geçirdem' le başlayan sözlerin arkasından yok edilecek insanlarımızın hazin hikayesini şimdiden yazmaya başlasak mı, başlamasak mı diye terettüdleri yaşarken, insanlık nasibimizin düşlerinde kaybolup giden insanlığımız var..
Ve bugün en sona bıraktığımı şiir duyuru mesajınızı, aklıma, kalbime yerleştirebilmek için uğraş verirken, her mısrasında özlenen, gözlenen, kaybolup giden insanları seyrederken, klavyemin tuşlarından çıkanlar bunlardı.
Ne söyleyebilirim ki?
Barış, insanlık söylemin de ne yazık ki, en çok insanlar ve insanlık zarar görmüştür.
'ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz' düsturunun hayata hakimliğinde, nice insan gördüm insan bile değillerdi..
Ellerine geçen ilk fırsatlarda, mahkemelerini kurarak darağaçlarda insanları sallandırmışlar.
Gelişme, modernlik ve insanlık adına insanların, çocuklaın üzerilerine silah sıktırmışlardı.
İnsanlıknamenin en insancıl yanı kahramanlardır.
Öldürdükleri, yok ettikleri insan sayısınca ünleri artmıştır.
Tüm karşıtlarını büyük bir ustalıkla yok ederek şana ulaşan, insan yoketme makineleri kahramanlar sayesinde varlığını sürdüren insanlar vardır.
Her kahramanlık türküsünde yüreğimin neden titrediğini ilk zamanlar anlamamıştım.
İlk zamanlar çocukca bir duyguyla, duygularım kabarmış kendimi kahramanlara ait olma duygusuyla güçlendirmiştim.
Ama bugün yüreğimin titreyişinin gerçek nedenini öğrendim.
Her kahramanlık türküsü, marşı, kahramanlık hikayelerinde yok edilen insanlaın ağıtından başka bir şey değildir.
Değerli çalışmanız ile yine dilim çözüldü. Kusura bakmayınız.
İnsanları ırk ve inançlarıyla sınıflandıran, ortaçağ artıklarına ustaca bir ders vermişsin dost. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az...
Yüreğin ve kalemen susmasın.
Cevat Bey,
Ben,zaten o mahkumiyetin duvarları içinde ve fakat tüm dünyaya açık bir mutlulukla doğmuşum.
Bu benim kendimde en çok sevdiğim ve övündüğüm bir mahkumiyettir,insan olmanın gerektirdiği.Ve inanırım ki günün birinde;ama çok uzak günün birinde;bu doğan bebeklerin tümünde dünyaya gelirken yanlarında beraber getirdikleri bir duygu ve düşünce olacak.
Ama o güne kadar....
Çok güzel şiir ve içeriği için teşekkür ve saygılarımla Cevat Bey,
Ünal Beşkese
Kimden : rasheba (Bayan, 49)
Kime : uzungemici / cevat çeştepe
Tarih : 22.06.2009 21:03 (GMT +2:00)
Konu : Yn: İNSANLIKNAME RENKLERİ - yeni şiir
içimde derin sancılar kıpraştı adeta yutarcasına okurken tümcelerinizi.
Güzel ve barış dolu bir dünyayı düşlemişsiniz,yaşadığınız o acılı günlere inat çocuksu gözlerinizden.
Ne güzel olurdu bu İNSANSILAR herkese yetecek kadar bolluğu ve bereketi olan tek alternatifimiz dünyamızda hep birlikte paylaşarakyaşamanın güzelliğini anlayabilselerdi,kırmadan vurmadan öldürmeden,kıymadan canlara,kategorize etmeden birbirlerini salt sevgiyle kucaklamayı başarabilselerdi.
ve çocukluğumuzun öykülerindeki gibi sonu hep iyi bitseydi yaşanılanların.
Ben o insansıları mahkum etmiyorum insanlığımdan dolayı.
İNSAN olmaya davet ediyorum.
Özlerine çok özel katılmış olanı farkederek.
o zaman renklenir kendiliğinden her bir şey
sevgi dolmuş yüreklerden filizlenerek.
selam ve sevgimle.
Bu şiir ile ilgili 66 tane yorum bulunmakta