İnsanlığı Yaşatan Tek Ahlak

Ötekinin olanakları ilgi çekici olması pompalandığı müddetçe beriki kalmamak adına insanlar ötekine özenecek ve birbirleriyle maddi güç yarışı içine girerek sömürgeci sermayeye hizmet etmekten kurtulamazlar.

Dünyanın en büyük adaletsizliği doğuştan farklı ekonomik olanakların kucağında kendimizi bulmuş olmamızdır.

Yaşamın eşitlik ilkesine aykırı durumu beşeri sömürgeci düzenler yok ederek bir de bu sömürü düzenini yasal hale getirdiler.

Oysa topraklar, doğal kaynakların tümü aynı denizler ve gökyüzü gibi tüm canlılara aittir.

İnsanın dünyanın hiçbir yerinde tapu ile mülk sahibi olma hakkı yoktur.

Hangi kuşun, ağacın tapu hakkı var ki insanın da olabilsin.

Sömürgeci insan gücü fark etti ve us ve duyuncu bu düzene hizmet edecek şekilde ahlaklı kültürleri yok ederek güçlü ve güçsüz, zengin ve fakir dengesizliğini yaşamın gerçeği olarak dayatmaya kalktılar.

Organize hırsızlık düzeni hırsızların yaşamını kitle imha silahları ile özenti hâline getirdiler.

Boyundan büyük yaşam kurma çabası her insanı tefeciye köle etti.

Tefeciler bu sonucu biliyordu. Tefecilere köle olanların günü kurtarmak veya onlar gibi bir yaşama ulaşmak için köşeyi dönme gayretleri hazzı, hızı ve ötekileri geçme arzusunu artırdı.

Zulüm işte bu yaşam tarzının ta kendisiydi.

Borç, kumar ve tüm şehvet artıran unsurların hepsi ayrı ayrı kodamanların yararına insan avlar hale bu yolla geldi.

Oysa insan kısa ömürlü, geçici ekonomik olanakları zarar vermeden araç olarak kullanması gereken yaşamın içinden geçerken kötülüğün hiçbir izini bırakmadan mutlu, huzurlu, sağlıklı, saygı ve sevgi dolu bir süreci yaşaması gerekirken bir ömrü bir ev sahibi olmak için harcayan bir sömürüye hizmet için dünyaya gelen canlıya kendi arzularını yönetme beceriksizligini toplumsal yaşam tarzı haline getiren hilebaz siyasetçiler tarafından oyuna getirildiler.

Yeryüzünde bu zulmün sonu mahşer tufanı ve canlı ölü ibreti ile ilk Anadolu da geldi.

Beşeri zulmün bütün silahlarının bugün bize karşı çevrilmiş olma sebebi sömürge düzeninin yüce adalet tarafından bir Türk aracılığıyla yıkılmış olmasıdır.

Biz Türkler yeryüzünde her canlı yaşamının eşit haklara sahip olduğuna inanan tek ulusuz.

Us ve duyuncunu doğaya ve diğer canlı yaşamına karşı üstünlük olarak görmeyen ve ona uygun düzenler kurmayan dini, inancı, kültürü ve ahlakı da buna uygun bir yaşamı yaşattığı için yeryüzünde nefsi şeytani düzeni kuran kötülüğe karşı asırlardır savaş halindeyiz.

Biz herkes için zengin olması gereken yerin sadece devlet olması gerektiğine inanıyoruz.

Kimsenin midesinin ve maddi olanaklarının kimseye karşı üstünlük aracı olmaması gerektiğine inanan yeryüzünde tek bu fikri savunan ahlakı yaşatan ve yaratacak olan son temsilin insanlığın adıyız.

Bizi yok sayarak bizim olanaklarımızı hileler ile çalarak düzen kuranların düzenini işte bu sebeple alt üst etti yaratan.

İnsanlığı yaşatmakta ısrarlı tek ahlak Türk insanlık anlayışı olup bu anlayışı yeniden dünyaya hakim kılacağız.

Mahşer tufanı ve canlı ölüler ibreti ile başladı devamı gelecek.

Devrim yüce adaletin gücü ile zulmün tüm kalelerini devire devire gerçekleşecek.

Us ve duyunc kaybı yaşayarak zulüm kurbanı hiçbir insanın bunu akledecek durumda olmadığını us ve duyunc sahibi herkes görüyor.

Zalimler hırslarına yenilmiş bir şekilde kendi sonlarını kendileri getirecek kararları alıp kendi ve kurdukları düzenin sonunu getirmiş olacaklar. Bunu şu anda yaşıyoruz.