İnsan Nasıl Özgür Olur?. - Garib Çoban

Engin Demirci
946

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

İnsan Nasıl Özgür Olur?. - Garib Çoban

İnsan nasıl özgür olur?.. - Garib Çoban

Kirli temizlik

İşte yolcular için bazı işaretler.
Belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz.
Ama daha derinlere inin.
Sonunda, sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz.
Siz, bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz.
Siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil.
Hani ben kulumun zannı gibiyim!…
Nasıl sanıyorsa öyleyim mealinde bir hadis-i kudsî var ya.
Yani nasıl sanırsam öyle inanıyor.
Ve gitgide öyle görüyorum.
Sanki gerçekliğin kendi versiyonumu zihnimde yaratmak için ezelden izinli gibiyim.

Çok garip değil mi?

Evet evet...
Bu, El-musavvir'in nurdan tezgahına kurulu gerçekten çok ironik bir şaka...
Mevcut durumu ne kadar önemli görür, ne kadar ciddiye alırsanız o kadar çok önemli görünür
Diğer bir deyişle!..
Zamanın önünde oturdum ve ona sordum!..
Seninle ne yapacağım?..
Zaman bana cevap verdi!..
Yaşa ve ben yokmuşum gibi davran.
Mevcut hikayenin ne kadar somut olduğunu düşünürseniz.
Mevcut hikaye size o kadar sağlam ve esaslı görünür, pek göre göre pekişir.

Sesini duyamadığınız sesler

Bu, zihnin kendi kendini güçlendiren yanılsamalar döngüsüdür.
Mesela, acı çeken bir mağdur, bir kurban olduğunuzu ne kadar çok düşünürseniz, yaşadıklarınız size o kadar acı verici görünür.
Bu gerçekten pek ironik, bir pozitif geri bildirim sistemi gibidir.
Örneğin, mevcut durumdan kaçma arzusu, direniş, arayış.
Umut iyi bir şeydir.
Belki de en iyisi ve iyi şeyler asla ölmez.
Ne kadar güçlüyse, mevcut hikaye kendini o kadar sağlamlaştırır.
Ve bu hikaye size o kadar gerçek hem sinir bozucu görünür.

Eyleme geçerek sevenler

Bir bataklığa düşünce ne kadar çok çırpınırsanız, o kadar derine batarsınız, battıkça çırpınır, çırpındıkça batarsınız.
Ve bunun bir bataklık olduğuna ne kadar çok inanırsanız, size o kadar bataklık gibi gelir.
Saplantınız, sabitlemeniz algıladığınız bu hissi somutlaştırır.
Kavram filtreleriniz dışardaki algı akışını otomatik olarak o kalıba göre hayata geçirir.
Yani zihin bir kendini güçlendirme mekanizmasıdır.
Ve bu sistem böylece tanındıkça çözülecektir.
Ne kadar çok anlam ararsanız.
Özünde var olmayan anlama dair bu yanıltıcı anlam arama arzusunun ardını, o kadar az bir ihtimalle görebilirsiniz.

Başkaldırarak sevenler

Peki bir anlamın peşinde koşma ihtiyacı tam olarak nedir?..
Ayrıldım.
Çünkü kelimelerle söylediği şey, bunu gerçeklerle çürüttü.
Peki çantanda ne taşıyorsun?..
Kendime duyduğum sevgiyi, hassasiyeti ve gücü taşıyorum.
Sende sevince ne oluyor, öğreneceksin.
Zihnin etkisi böyle bir arayışa neden oluyor!..
Hiç dert etmeyin, pek bahtlısınız.
Tam orada, uçurumun kenarında, esintiyi içime çekiyorum.
Zira kendiniz koşulsuz mükemmellik olarak, aslında hiç bir anlama ihtiyacınız yok.
Ve şahsen ne sandığınızın bir önemi yok.
Zâten eğer mükemmellik, mükemmel olmak için belirli bir anlama sahip olmaya dayanıyorsa.
O zaman artık mükemmellik değildir.

Vicdanlı olarak sevenler

Peki nedendir bu bitmeyen anlam arayışı?..
Bir kez sevgiliyi gönlüne aldıktan sonra.
Gökyüzü gibi, her zaman yukarıya bakacaksın.
Çünkü zihnin çalışma prensibi, her şey için nedenler ve sonuçlar olduğunu hayal eder.
Ve bu nedensellik, zincirine kapılanı kendine bir güzel bağlar.
Ne sesimin yankısı ne de sözlerimin samimi tınısı artık size ulaşamadığı zaman.
Sizden şunu hatırlamanızı rica ediyorum.
Bir öğleden sonra, birkaç saat boyunca mutluyduk ve yaşamak güzeldi.
Dolayısıyla, zihin kendi varlığının da nihai bir nedeni olması gerektiğini hayal eder.
Ezeli sebep, nihai bir neden oluşturmaya çalışmak, hayatın anlamını aramanın ardındaki ham motivasyondur.

Öğrenerek sevenler

Allah'tan sonsuzluğun bizzat kendisi olarak, kendi varlığınız tamamen nedensizdir.
Yok yere işte...
Bu nedenle, doğuştan gelen mükemmelliğiniz hiçbir anlam gerektirmez.
Siz mükemmel olduğunuz için mükemmelsiniz.
Doğal ve sebepsiz olarak öyle...
Taktığımız maske nedeniyle sevilmektense, olduğumuz kişi olarak nefret edilmek daha iyidir.
Hiçbir soru sorulmasına gerek yok.
Doğa sonsuza dek genç, güzel ve cömerttir.
Mutluluğun sırrı ondadır ve kimse onu ondan alamamıştır.
Hiçbir cevaba ve hiçbir nedene gerek yok işte.
Ama niceleri hayatın anlamını bulamadıklarını düşündükleri için depresyona giriyor hatta intihar ediyor.

Okuma hatası...

Aslında dünya perdesinde oynayan geçici bir enerji akışının oluşturduğu enerjik bir görüntünün, ışık oyununun asla bir anlamı yoktur.
Bir TV ekranındaki ışık piksellerinden oluşan bir kişi görüntüsünün herhangi bir anlamı var mıdır?…
Ya yorumlayana ve o yoruma inana dek son rüyanızın bir anlamı var mı?..
Bir ömür öyle olduğunu varsaymak esaslı bir şaka değil mi?..
Aslında TV ekranının içinde yaşayan hiç kimse yoktur.
Bu tür kişi görüntüleri tamamen enerjik pikseller, ışık desenleridir ve enerjik kalıpların hiçbir anlama ihtiyacı yoktur!..

Düşünerek sevenler

Gizli hazine sandığında idim.
Ben kulumun zannı üzereyim.
Sandığı gibi açılıp.
Boşluk pınarında saçılıp.
Öylece görünüvereyim.
Sen elimi tut, ben de sana elimi vereyim.
Ve sorumluluklarımıza doğru hafif adımlarla yola çıkalım!..
Sadakat bu dünyadaki en pahalı şeydir.
Evet zihin ne kadar çok anlam ararsa.
Ötelerde bir yerlerde bir anlam varmış gibi görünmesi o kadar gerçek olur.
Bu, zihnin devreye girdiği tipik bir yanılsama döngüsüdür.
Başka bir zevkle daha söyleyelim.
Bitse bile sonsuza kadar süren aşklar vardır.

Kalbine kulak vererek sevenler

Bir hedefe ulaşmak için ne kadar çok çabalarsanız.
Hedef orada o kadar gerçekmiş gibi görünür.
Ve koştukça hedef sizden o kadar uzağa sürüklenir.
Daralan bir yolcu sefere çıksa hedefte ufuk çizgisi görür amma nasıl varır?..
Bu, yanılsamaların kendi kendini güçlendirmesidir, ışık pekiştirmesidir.
Neyse efendim macerayı uzatmayalım.
Gel zaman git zaman sebepsiz bir anda.
Tüm arayışınızın havayı kavramak, suyu düğümlemek gibi bir saçma şey olduğu aniden kafanıza dank eder.
Aradığınız mükemmellik ölümden sonra cennette filan değil.
Görünenin ardında ötelerde de değil.
Tam olarak karşınızda olandadır!..
Hiçbir çabaya gerek kalmadan, hiçbir koşul gerektirmeden zaten mükemmelsiniz.

Kendin kalarak sevenler

Ve oluyor işte.
Gönül, nasıl diye sorma!..
Öyle işte kar yağmış.
İki günlük dünyada insan kendine bile sarılamadan ölüp gidiyor.
Şefkat, bana verdiğin şeye benim şaşkın bakışımdır.
Sana sunduğuma senin şaşkın bakışındır.
Bir sunuya dönüşen bir söz ya da sessizliktir.
Her şey bu mevcut deneyimi olanı yaşarken.
Aynı zamanda mümkün olan en iyi deneyimi
yaşamak için de habire çabalıyor.
İşte bir kozmik şaka da bu.
Sen beni çok sonra anlayacaksın.
Ama bu basit gerçeği anlamak için az biraz yorulacaksınız.

Hep daha fazlası için hayallere kapılıyoruz.

Bir şeyle bağınız ayrılınca kopmaz, umursamayınca kopar.
Karşılıksız seven güçlü insandır.
Dünyalık putlarla oyalanan bilmez sevmeyi.
Bütün oyunlara gülüp geçmeyi öğrenmiş olandır şems vakti sizi düşünen.
Siz uykudasınız o teheccüt vakti size dua ediyor.
Onları yenemezsiniz.
İkinci kez yaşıyormuş ve ilkinde yanlış davranmışsınız gibi yaşayın.
Başkaları dünyalık putları sayarken, bilgeler ve çocuklar her anı yaşarlar.

Dava Delisi

‪Karşılıksız seven insanlara rast gelesiniz, gerisi ölüm zaten gelecek.‬
Kimse artık bir başkası için zahmete katlanmıyor.
Kimse başkası kırılmasın diye kırılmayı göze almıyor.
Kimsenin artık bir başkası diye bir derdi yok aslında.
İncinmekten neden bu kadar korkar oldu insan! ..
Belki artık incinmiyor.
Ama güzel hikâyeler de son buldu.
Aynı şehirde sen varsın, ben varım, biz yokuz.
Hayatınıza en önemli insanlar tesadüfen girer.
Seni senden uzaklaştıran ne varsa ondan uzaklaş!..
Sen cennetten dünyaya düşmüş meleksin.
Kendi sesini duymak için buna mecbursun, vesselam.
(Y.ed - Açık Mektup Albümü)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 19.11.2024 15:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Görünmede hüner yoktur, görünmeyeni görmede hüner vardır. Dr. Münir Derman

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hayrullah Değerli
    Hayrullah Değerli

    Yüreğiniz dert görmesin kaleminiz daim olsun hocam esen kalınız
    Sonsuz saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    "Odaklanmak, yönlenmek ya da yönlendirilmek.."
    Gerçeği görmemek içindir, çoğu kez,

    Neyi görmemiz isteniyorsa onu görmek içindir...

    İnsan bazen kendisi de düşer bu tuzağa,
    Bile isteye...

    Mevzu biraz o sanırım,
    Tebrikler Engin Bey...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)