İnsan Olmak Ne Demektir?. - Garib Çoban

İnsan Olmak Ne Demektir?.. - Garib Çoban

Hayatımızın her safhasında bencil insanlarla karşılaşıyoruz.
Bir insan nasıl olur da yalnız kendini, kendi çıkarlarını düşünür aklım almıyor.
Bunu salt empati noksanlığı ile açıklamak eksik kalır.
Geçim derdi, siyaset, ailevi sıkıntılar, kabalıklar, haksızlıklar, bağnazlıklar falan derken.
Bunca yoğun gündemin arasında birileri de sevgiden, ağaçtan, kuştan.
Fakirlikten, şiirden, müzikten, gökyüzünden, kimsesizler mezarlığından.
İnsanlar vardır, haktan gelir su gibi aziz, su gibi duru, konuştukça su olur akarlar kalbimize, kan gibi, can gibi, canan gibi insanlar vardır.

Kısaca insana dair hislerden konuşmak zorunda.
İnsan kendinden kaçıp, putlarına sarıldığı kadar hiçbir şeyden kaçmıyor.
Tenin ölüme kadar yolu var.
Ve fakat insanın yolu daha uzun.
Dünya ve ahiret ilişkisinden ziyade, hislerin ve de aklın da terbiyeye ihtiyacı var.
Hisler kederle, akıl yanılgılarla terbiye olur.
Ey aşk, şems vakti içimde yoğun bir alevlenme yarattın, ruhumun merakını ateşe verdin teheccüt vakti.
Yenilgileri kayıptan saymamak gerek, aslında neyi kazandığın zamanı gelince belli olur.
İnsanlar vardır, haktan gelir su gibi aziz, su gibi duru, konuştukça su olur akarlar kalbimize, kan gibi, can gibi, canan gibi insanlar vardır.

Çünkü birileri de konuşmasa, nasıl tahammül ederdik dünyaya.
Bencillik vicdandan ve de merhametten de yoksunluktur.
Niyetim bir damla su, dilim damağım kurudu ey aşk.
Ben senden pınar istemiyorum, bir damla Hu.
Bu dünya gel-geç evi gönül, bak, şems vakti ölüm güzü kıskanıyor.
Teheccüt vakti aşkın seni kıskandığı gibi yapma dedim, yaptın gönül.
İnsanlar vardır, haktan gelir su gibi aziz, su gibi duru, konuştukça su olur akarlar kalbimize, kan gibi, can gibi, canan gibi insanlar vardır.

Demek ki yolculuk daima ileri doğru.
Geçmiş asla ölü değildir, hatta geçmiş bile değildir.
Üstelik geriye, başlangıç noktasına kadar uzanan bu geçmiş insanı geriye çekmez.
İleriye iter ve beklenenin aksine, bizi geriye, geçmişe doğru çeken gelecektir.
Çünkü geri döndüğünde bile aynı bulamıyorsun hiçbir şeyi.
Uzun bir yolculuğun ardından geri dönebilirsin.
Ama döndüğün yeri aynı bulamayacaksın.
İnsanlar vardır, haktan gelir su gibi aziz, su gibi duru, konuştukça su olur akarlar kalbimize, kan gibi, can gibi, canan gibi insanlar vardır.

Kendi arzularımıza veya bir başkasının arzularına köle olmak iyi bir şey değildir.
Asıl mesele, benim için hakiki olan bir hakikat bulmaktır.
Ömrümü adayacağım ve uğrunda ölmeyi göze alacağım hakikati bulmaktır.
Eve dön, kalbine dön.
Dönebilirsin ama ev aynı ev değil, kalp aynı kalp değil.
En önemlisi bana göre hakikat olan bir hakikat bulmak.
İnsanlar vardır, haktan gelir su gibi aziz, su gibi duru, konuştukça su olur akarlar kalbimize, kan gibi, can gibi, canan gibi insanlar vardır.

Yaşam ancak geriye doğru anlaşılabilir.
Oysa ileri doğru yaşanmak zorundadır.
Uğruna yaşamak ve ölmek isteyeceğim bir fikir bulmaktır.
Bazen yolun uzunluğu değil de, adımların küçüklüğü yoruyor insanı.
Avcı kuşu yuvasındayken avlanmayı öğrenemediği gibi.
Kişi de ruhunun bir arı bedeninin kovan olduğunu anlamadan.
B/aşka diyarlar görmeden, seher yeli gibi gerçek manada sevgiyi anlayamaz.
Eski bir şarkı, eski sokaklar, eski elbise, hiçbiri eskisi gibi kalmıyor.
Öyleyse geri dönmek bile ilerlemeye dahil.
İnsanlar vardır, haktan gelir su gibi aziz, su gibi duru, konuştukça su olur akarlar kalbimize, kan gibi, can gibi, canan gibi insanlar vardır.

Hayat, geri adım atmanın mümkün olmadığı bir yoldur.
Yola çıkmak kaygıyı çoğaltmaktır.
Yola çıkmamaksa kendini kaybetmektir.
Ve en üst anlamıyla yola çıkmak kendi benliğinin farkına varmaktır.
Yeterli ölçüde umursamazlık, bizi daha huzurlu biri yapabilir.
Yani hayatta her şey bizi ilgilendirmiyor.
İnsanlar vardır, haktan gelir su gibi aziz, su gibi duru, konuştukça su olur akarlar kalbimize, kan gibi, can gibi, canan gibi insanlar vardır.

Aklımıza bir elek geçirerek düşünebilirsek.
Umurumuzda olan birçok şeyin, aslında umurumuzda olmaması gerektiğini anlayabiliriz.
İnsanın kavuşup kavuşacağı en büyük nimet tabii ki hidayettir.
Kul, bu nimetin şükrünü edaya kalksa, ömrü yetmezdi!..
Alakalarımızın yüz bin şekline isim bulamıyoruz ve sevmek deyip çıkıyoruz.
Onun için ne kadar suistimale uğruyor bu kelime!..
İnsanlar vardır, haktan gelir su gibi aziz, su gibi duru, konuştukça su olur akarlar kalbimize, kan gibi, can gibi, canan gibi insanlar vardır.

Hidayetiyle bizi nimetlere kavuşturan Allah'a hamdolsun.
Allah, bizi doğru yola iletmeseydi kendiliğimizden doğru yolu bulacak değildik. A'raf-43)
Allah seni bana vermekle bana vermediklerini telafi etmiştir.
Evvel akıl.
Cebrâil, akıl, haya ve iman'ı Hz. Adem'e sundu ve dedi ki!!..
Hangisini seçiyorsun?...
Âdem, aklı seçti.
Îmân, Haya’ya döndü ve dedi ki!..
Allah bana akıl nerde bulunursa orada bulun!..dedi ben de onunla beraberim.
Hayâ da iman’a dedi ki!..
Ben de sizinle beraberim.
İnsanlar vardır, haktan gelir su gibi aziz, su gibi duru, konuştukça su olur akarlar kalbimize, kan gibi, can gibi, canan gibi insanlar vardır.

Hepimiz, aldanılmaya hazır potansiyel müşteriyiz.
Herkes kendisine dikkat etsin!..
Dünya hayatı onları aldattı.
A'raf-51)
Durduğun yer neresi olursa olsun, bazen ayağının altındaki toprak kayıyor ve sürükleniyorsun.
İçinde bulunmak istemediğin hadiselere, alâkanı cezbetmeyen meselelere doğru hızla çekiliyorsun.
Bundan kaçmanın bir yolu maalesef yok.
İnsanlar vardır, haktan gelir su gibi aziz, su gibi duru, konuştukça su olur akarlar kalbimize, kan gibi, can gibi, canan gibi insanlar vardır.
(Y.ed - Kimsiniz Kimlerin Arasında Adınız Albümü)