Ingeborg Bachmann 20. yüzyılın en önemli Avusturyalı kadın yazarlarındandır. Avusturya’nın Klagenfurt kentinde doğdu. 1945-1950 yılları arasında Innsbruck, Graz ve Viyana Üniversitelerinde felsefe, psikoloji ve Alman filolojisi okudu. Çalışmalarında özellikle Heidegger ve Wittgenstein üzerinde yoğunlaştı. Heidegger’in varoluşçuluk felsefesi üzerine yazdığı tezle doktorasını verdi. İlk şiirleri 1948/49 yıllarında yayımlandı. 1959/60 yıllarında doçent unvanıyla Frankfurt Üniversitesi’nde şiir konulu dersler verdi. 1964’te Georg Büchner Ödülü’nü a ...
Çok anlamlı olabilirdi: tükenmekteyiz,
Gitmek zorundayız, çağrılmadan geliriz.
Ama konuşmak ve anlaşamamak,
Ve bir an bile kavuşamayan ellerimiz,
Yıkmakta bunca şeyi: kalıcı değiliz.
Daha katı günler yolda,yakın
Dönekliğe ayarlanmış zamanlar
Görünür gitgide çevren çizgisinde.
Çekip bağlarsın yakında ayakkabılarını,
Köpekleri avlularına geri kovarsın
Balıkların içi
Kayın ağaçlarıyla uyanıyorum bugünlerde
ve buzdan bir aynanın önünde,
alnıma dökülmüş buğday saçları tarıyorum.
Soluğumla karışarak
köpürüyor süt.
Rondo- sevgi bazen yok olur
sönüşünde gözlerin,
ve sönmüş gözlerine
bakarız sevginin.
Bir ölüyüm ben, dolaşıp duran
artık hiçbir yerde kaydım yok
bilinmiyorum mülki amirin görev yerinde
sayı fazlasıyım altın kentlerde
ve yeşeren taşra yörelerinde
Gidiyoruz, tozlanmış, onca yitirişten
nicedir katılaşmış yüreklerimizle.
Yalnız bizi dinlememeleri değil mesele,
sağırlaşmışlar da üstelik, tozlanmış
inlemeleri duyup yakınamayacak kadar.
Haydi bir geziye çıkalım
Haydi selviler altında
ya da palmiyeler altında
ya da narenciye bahçelerinde
Ucuzlatılmış fiyatlarta gün batımlarını izleyelim
Eşi benzeri olmayan günbatımlarını
Şarkı söylüyoruz,göğsümüzdeki ezgiyi
Orada,hiçbir zaman çıkmadı.
Yalnızca kimileyin bildi biri.
Kimse bizi kalmaya zorlamadı.
İnsan ayrılırken
fırlatmalı şapkasını denize,
içinde yaz boyu topladığı
deniz kabukları
ve gitmeli saçları uçuşarak rüzgârda,
kurduğu sofrayı sevgilisine,
Sorarım anneme akşamları
çan seslerinin ardından gizlice
günleri nasıl yorumlamalıyım
ve nasıl geceye hazırlanayım diye.
Derinlerde yatan tutkum hep
Tanıdığım bir kimya öğretmenine benziyor, fotoğrafından.
Okumuş bir kadın.
Şairliği ile tanınmış şiirleriyle okunmuş.
Tanınmış ve okunmuş ne olmuş.
Lambayı açarsın oda aydınlanır ya
Bir yazarında yazılarını okur düşüncen açılır.
Ve düşüncen aydınlanır.
Yani bir bi ...