Toplumlar tarihte inançlar sebebiyle devletler kaybetmiş olup insanların örgütlü yapılar kurduğu her toplum ve devlet bu tür sorunlar yaşar.
Örgütlü inançları cehaletin yaygın hali ayakta tutar.
İnsanlığın adını taşımak doğuştan gelir.
Her inanç seçimdir.
Yaratan her insanın yaratanıdır.
Üstünlük insani değerleri yaşatmaktadır.
Ahlaklı, doğru, dürüst, çalışkan, erdemli, ilkeli ve bilgisini kötüye kullanmayan insan yetiştirmek için bir inanç gerekli değildir.
İnanç insan yetiştirme adına bir sistem değildir. İnanç ile insan yetiştiren toplumlarda yobazlık ve cehalete kurban edilen bir toplum ortaya çıkar.
Ve her insan inancı konusunda özgür seçim hakkına sahiptir.
Herkesi aynı inancın içine tıkmaya zorlamak zulümdür.
İnançlar örgütlü yapılar kuramaz.
İnançların örgütlü yapılar kurduğu toplumlarda huzur yoktur.
Yaratan ile iletişimini her insan kendi duyuncu içinde aracısız ve temiz bir şekilde yaşar.
Devletlerin dini, dinlerin devleti olamaz.
Her toplumda farklı inançlar olabilir bir inanç diğer inanca baskı uygulayamaz üstünlük taslayamaz.
Bir inanç devleti ele geçirmeye kalkar ise diğer inançlar da bu konuda kendilerine bunu hak görür ve o toplum da inançlar üzerinden kavga çıkar ne o toplum ne de o devlet ayakta kalamaz.
Nitekim Selçuklu devleti ve Osmanlı imparatorluğu bu yolla tarih olmuştur.
İnançlar devlette güç elde ederse sömürgeci zihniyetlerin oyuncağı olurlar.
Yaratanın adına yeryüzünde birilerinin halife adı altında rol üstlenmesi din ve inanç ile ilgili değil siyasidir.
İnanç ailenin ve her insanın kendi vicdanı meselesidir.
Ne devleti ilgilendirir ne de inanç devletle ilgilenebilir.
Hiçbir inanç vicdan sınırları dışına çıkamaz.
İnançların ahlakını, inancı vicdani sınırlar içinde yaşamak yaşatır.
Vicdani sınırlar dışına çıkan her inanç ganimet peşinde koşan siyasi bir ideolojidir.
Ortadoğu dinler tarihine baktığımız zaman sömürgeci ve yayılmacı zihniyetlerin dini inançları ganimet ele geçirmek adında dini yayma faaliyeti içine gizledikleri anlaşılmaktadır.
Dini inançlar bu sebeple hukuk olamaz ve siyasi bir ideolojiye dönüşemez.
Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 14.7.2024 02:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Göklerden açılan şemsiyeye sığınmak gibi
Korunmak doludan yağmurdan ıslaklıktan
Arınmak yeryüzünün verdiklerinde
Kötülüklerin anasından kaçıp saklanmak
Kaçmak asiliğin pınarından su içmeden
Geçen kervanlardan birinde var olmak
Kümelenmek aynı düşüncelerin bileşkesinde
Sayılmak konulmak bir yerlerin köşesine
İlişmek eklenmek kurguların seyrine
Sonunda dayanılmaz hafifliğin esiri olmak
İnanmak yada inanç
Bir kaç çatının altında toplanmak gibi
Korunduğunu hissetmenin hissi
Ayrı kapılar önünde
Açılmasını umut etmek gibi
inanç yada inanmamak kişinin şahsi meselesi. birilerinin elinde çıkar olmaya fırsat verilmemeli...
hepsine yürekten katılıyorum. sorgulamak gerek
saygıyla Üstadım
Hemen hemen bütün dinlerin amacı budur,
Ama ne yazık ki git gide "daha inançlı, daha dindar, daha baskın" olma yoluna girip, hem dinin, hem devletin, hem de insanlık vasıflarının zarar görmesiyle sonuçlandı!
"Benim dinim bana, senin dinin sana!"
En kestirme yoldur, kişinin özgürce inancını yaşaması adına...
Bizde mi?
"ŞEKLEN" inanmak en üst noktada!
Yoksa "HARAM" bu kadar aleni yenemez,
Kul hakkı bu kadar rahat çiğnenemezdi!
"Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek",
İşte Türk'ün düsturu bu kadar net ve kısadır, inancını yaşamada...
Tebrikler Önder Kardeşim.
TÜM YORUMLAR (2)