Derin bir koku alır ötelerden, avını ararken.
Hayvan açlıktan kıvranır, yorulmuş gezmekten.
Bir de ne görsün dalda asılı kocaman bir but et.
Saldırmadı hemen, dedi tuzak olur,ulân sabret.
Şüpheyle etin etrafında döne döne tur atar,
Bir şey göremeyince, uzağa gider yere yatar.
Uzaktan da olsa gelir,koku aldımı bu hayvanlar.
Bak aksiliğe,kurtda gelmez mi, birken iki oldular.
Bu paylaşım oldukça zor, kim kime kancayı takar.
Kurt,tilkiye ne yapıyorsun dostum der,ete göz atar.
Dedi ki, burda bir but et var görmüyormusun?
Haberim var, ama takatım kalmadı biliyorsun.
Açsın geberiyorsun,neden yemedin ne oldu sana?
Kurbanın olayım, bu gün oruçluyum inan bana.
Kurt iştahları kabartan hırsla, hemen ete uzanır.
Uzandı uzanmasına ama,ölümle burun burunadır
Kulakları sağır eden patlamayla ortalık toz duman.
Kurt kanlar içerisinde, yaralı, bitkin ve perişan.
Hile şeytana mahsus, tilki pevkirerek dalga geçer.
İbretle bakarsan,akılsız başın cezasını ayaklar çeker.
Keşke görmeseydim,acılar içinde kurdu kıvanırken.
Ne gelir elimizden, tilki eti parçalayıp yutarken.
Yaralı aç kurt ‘’Hani sen oruçluydun’’ der...
Biraz önce top atıldı duymadın mı birader.
Her yüzüne güleni dost canciğer bilme sakın.
Aman ha kötü insana elverip,bir adım gitme yakın
İki şeyin arasında kalmak kadar melun bir dert yoktur.
Derler ya,deveyi yardan aşağı düşüren bir tutam ottur.
Brüksel/2005
Ali Kılıç KakizKayıt Tarihi : 7.10.2006 15:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
evet katılıyorum size...tbr..
TÜM YORUMLAR (1)