dünya zivtli
yaşam eziyetli
hayat iffeti
bas hadi kader
bas adım adım
ez bu bedeni
giymiş entarisini
mordan biçerek dağlarını,
bekler zaman içinde beni
kök vermiş koparamaz bağlarını
aklımı yitirdim beton yığınlarının arasında
sis diplerimde sis gözlerimde
tavan olmuş bayramım gibi,
sis bir hayal içinde bir pis
değdi tenime Tokatta kanlı bir el
kuyu gibi bayır diplerinde yollar
tuhaf değilmi kırk satır yazıyla
iki lisanı bir eyleyip,harpedişimiz,
bir ozanı elindeki kırık sazıyla
dinledik ama neydi bu sevdayı hapsedişimiz
kalaba bir mahallenin torunuyum
lağımlardan taşmış nefretlerin
kokuşmuş akışıdır
zamanın pervasızca akışı
ve bir kapanda sıkışmış ömrün
tazecik ölümüdür
umutsuz gözlerin bakışı
mevsimleri es geç
yeşili sarartıp
karlı kışları seç
gün batsada üstüne
ve birbir dök yıldızları
beyaz çarşaf üstüne
ERGEN-E-KON
tarifi yok aslen bu bir destan
tarih yazmış zaten,sen silbaştan
adama giydirirler işte böle fistan
düşersin dillere www.ergen.e.con.
zalımın kara çalgısı duyduğun
ağlama yavrum ağıt sanırlar
bir musıbettir yalana uyduğun
esmer bakışlarından tanırlar
bu yanık koza,bu dağınık fidanlık
bir yakası kayalık
diğeri kiremitlere bezenmiş
bir vadi içinde
derin bir su çağlar
ve hey ey yar suluköy
..................duyuyormusun!
-Ellerinde Papatya-
danışık sanma bu baharı
sarıyı sever bazen,yeşili gömüp,
bir tılsım içinde uyanır,tüter hasatlığın buharı
solarsın bahtiyar olmadan daha ardına dönüp
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!