Çağırın gelsin akşamlar
Bulanık yağmurların ardı güneştir
Şatafatlı karanlıklarıyla
Ey üstümüze örtülen siyah gece
Yıldızların neden okşuyor başımı
Neden bağrına basıyor beni korkular
Bir çocuk duâ ediyordu
Minicik ellerini semaya açarak
'Allah Baba, sevgi nedir?' diyordu
Bir çocuk kalbiyle sevdim seni
Üzerine titreyerek
Bir anne şefkatiyle sevdim
Ey İstanbul
Çökerttin takatimi önünde
Boğaz'ına sarıldım
Ah, bu merasim
Önümde davullu ağıt
AH BİR HARAP
Ah bir harap
Dinginliğime nağme vuran
Yine hayalimin raksı ensemde
Yarına ne kaldı bugünden
Ne arzular inlemişti panayırında düşümün
Nice yerler yarılmıştı
Ve gökler şakımıştı günlerce
İzler sökün etmişti ayak dibimden
Arz u hâlimde demlenen masal
Hiyeroglif kazıntısı mı olmuştu şimdi
Bırak, kapılsın vehmine
Çâre diye mahmurlaşan hayâlim
Bırak gölgene ayrılığını
Bırak da git, nereye istersen
Avunsun aşklarım sen diye
Gölgene vuran karaltınla
Son bûsesidir yüzüme baharın
Ve de aşkların
Bu gece
Bu son rüzgâr, kederle dolaşan
Bir anlık hayâl gibi
Bu son buklesidir sevginin
bu son bahar
hüzünlü aşkların yüzüme çarptığı
son bakışının gerdanlığında
hatırasıdır bana ilk bakışının
bu sonbahar
Getir karşıma
Tutarak kolundan Nirvena'nın
Görsün, ruhum nasıl yanıyor
Hangi beden yanacak
Hangi ceset öpebilecek alnımdan
Ve yanaklarından okşayacak
Sökün etmiş yüzüme sarartılar
Solgun gül yaprağından
Annemin yumuşacık elleri
Dökülmüş, saçlarımla toprağa
Bilmiyorum hangi rüzgâr
Beynimi çizgilere savuran
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!