Kına gecesi gibi, başıma toplandılar
Ellerinde mumlarla, dönüp durdular
Yaralanan yüzüme, bir peçe örttüler
Ondan ötesini, görmez oldum yar
Gurbeti içimde, misafir ettiler
aykırı gülüş bırakma masamda
bırak
dağılsın saçlarımda kahkaha
istiyorsan ört yüzümü
gözlerim
bir ayna gibi seni utandırıyorsa…
Yüzümün yarısı aykırı buluşmalarda
Yarısı hazan soluğunda misafir hala
Bir küskünlük selamı konmuş başımda
Güneş dar vakitte battı içimdeki odada…
Dilsiz uykuların nöbetçisi ben miyim
Bir düşü vardı yüreğimin, uçurtmam takılmayacaktı tellere, topum kaçmayacaktı caddelere…parklarımda neşe çiçekleri açacaktı. Ömrümün sonbaharı karşıladı çocuklukta beni. Boğazımda bir mengene, nefes aldıkça darlaştırdı elim ayağım tutarken dizimin bağları yolda bıraktı. Yorgun muydum, yordular mı beni büyümek için yürürken.
Ağaç olamadım, ne de dal, meyva olmak harcım değildi bir yolcu olmaktı bu ömür yolculuğunda. Kırdılar, buzdan bir kalbi, su olup taştı sokaklara, kimini ıslattı kimine hiç dokunmadı. Umudum neydi mevlam, neydi nefes alışımda yüzümden gitmeyen gülümseyişler. Anladığım bir şey var mangalda yürek aramak yerine mangal olmak gerekmiş hayatta…
Bir düşü vardı yüreğimin, çocukların şen kahkahaları içinde gülümsemek her canlıya her manaya… gülümsüyorum mevlam beni yalnız koyma!
gözlerini kapat
evini yakabilir içimdeki ateşin
dokunma
küle karışmasın ellerin
yabancı da durma…dilediğin gibi
dolaş sokağımda, ama
yolların sonu yangın
ellerimin içinde boş sokaklar
serseri hal başımda
gitmek istiyor, susan bakışlara…
gülerek selamlaşmak
hayatı öğrendim deyip yola çıkarsan,
yaya kalırsın
bilinmezler kapı komşun gibi seni bekler...
sığamadığın yalnızlığın,
kendini yerleştiremeğin bir hayatın içinde
alıştım...taze ekmek kokusuna
gidişin telaşına
ıslak sokaklara dalıp
arkadan el sallayışa...
alıştım...havadaki isyan soluğuna
çok yalnızım sessizim,sensizim
yokluğun üşütüyor avuçlarımı
bana geri ver senle olan yarınlarımı…özlemişim
dilimde hüküm giymiş kelimeler
bileğimde yanmış, tutulamayan düşler
karlar saçlarımda erirken,
kapımda asaletin duruyordu
paçanda yolculuk çamurları,
ellerinde
kırık bir vazoyla gülümsüyordun bana…
İlginç bir kalem, dili acıtatlı, mert söylemleri var, şiiri yazar gibi değilde yaşar gibi sanki, Amatör ruh halleri gördüm kendimce, zekası öteleyici sanki, hesap kitap yapmadan laf etmek zor bence, bu yüzden okuyucuları fazla söz edemiyorlar kendisine. Yerini dolduruyor, kesinlikle iyi şair olur. ...