Zifin kokuları yolladım sana,
minik bir sarı zarf içinde ağaç dalları ile,
'Ağlamaya başlamadan eski evin akasya tavan direkleri',
gel dedik di mi ama,gel artık.
......Görünsün bedenindeki buse bembeliği,
omuz üstündeki siyah benin..
Şimdi bulmalı sisli yarınlarından arınan aşk türkülerini,
nefesin sonuna kadar üflediğin kavalın narin,nazlı sesini,
bir sürü misali takip etmeliyiz lahana kokan topraklarımızı,
ve aniden sıyrılıp kalkmalıyız yaylalarımızın sabahında,
dimdik ve onurlu,yayla çiceği gibi.
...Şu tepeyi görüyor musun yarim,
Marmara caddesinde güller var,
bir bahçe içerisinde sarılı,morlu,
etrafında matruk bir ev
ve kırılmış pervazının altında senin şalın asılı,
sarılı morlu..
...Çalmışlar şalını sevdiceğim,
GÜLÜM
Gün ile uyan gülüm,gül gibi uyan meleğim.
Dışarıda hafif yağmur taneleri
SEN VARSIN UFKUMDA
Minik serçem,kara gözlü ceylanım
vadilerdeki bozlak türküm
dağlardaki selvi nazım
bak bana..
Yıkandı gönlüm senin ile
Akasya kokulu yarim duy beni,
sabahları yürüyorum kırlangıç sahilinde sensiz.
Tut ki ben seninleyim
ŞEHİTLER
Gülümsüyordu kızıla boyanmış yüzleri
sabahın ilk ışıklarında.
İkisininde dudaklarında gülü kıskandıran bir tebessüm,
birinin elinin içinde kan pıhtılarına bulaşmış mendili,
diğerinin elinde sıkı sıkıya tuttuğu G3 tüfeği.
Sürgün saatlerimde bir çocuk gibiyim,
ruhum ve bedenim kirli bulutlar ile savaşta,
ve senin ile birlikteliğin keyfi var havada,
kapımın önünde bir atlı karınca oynuyor,
sen gülümsüyorsun.
Yatağımın yanıbaşında bir kedi motifi,
Yüreğin nerede sevdiceğim,
ellerin nerede?
Tutmaya çalışıyorum gölgelikler çıkıyor ve üşüyorum,
ellerimde üşüyor,yüreğim de..
Sen üşüyormusun?
...Kapşir tenekelerinden üstünü örttüğün evinde.
YANIYOR AVUÇ İÇLERİM
Avucum çok gizli sevda çiceklerini saklıyor,
yanıyor avuçiçlerim,yanıyor bak.
Yanıyor avuçlarımın içindeki buğday başakları,
yanıyor serçe kanatları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!