Cami avlularında dualar sinmiş kuşlar
Gün vuran kubbeler altın yaldızlı fanus
Tepelerde sarışın bir rüya Temmuz
Ufukta renklerin cümbüşü başlar
Mercan kanatlariyle kolan vuruyor kuşlar
Sizin yaşınızda olmak ne iyi çocuklar
Ne iyi
Asıp düşünceyi bulutlara
Özgür kelebekler gibi
Sizin eliniz ne ince çocuklar
Kalmadı göklerin mavi gülümsemesi
Yağmur halinde indi toprağa teşrin...
Sarı avuçlarıyla alkış tutuyor
Hüznün zaferine mevsim.
Cümle düşünceler perişan
Şimdi Altındağ'da akşam olmaktadır
Koyu gölgeler düşmüş sokaklardan.
İşçiler, odacılar ellerinde ekmek soğan
Gecekondularına yollanmaktadır.
Bu şehir dile gelir kaldırımlarda
Sen gözlerimin ufkunda tüterken
Hüzün yağmurları yağmazdı günlerime
Ilıman ikliminle dolardı içim
Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime
İnce bir yapraktı saçların
Söyleyin o hüzzam şarkımızı ne olur
Varsın bülbül gülünden çoktan ayrılmış olsun
Hüzün kıyılarına eylül mehtabı vurur
Sevda yelkenimize ümit rüzgarı dolsun
Nisan yağmurları süzülsün saçlarından
Çocuk türkülerimin içinden çıkıp gelsen
Bana kederlerin en güzelini getirsen
Sonra İstanbul'u bırakıp gitsem
Kızkulesi sırılsıklam ağlasa
Karidesler pırıl pırıl balıklar ağlasa
Bulanık güneşlerde düşsem yollara
Düşler rıhtımında sevecen kuşlar
Pembe şafaklara yelken açıyor
Billûr kadehlerde renklenen düşler
Gül bahçelerine ümit saçıyor
İhtiyar dallarda taze yasemin
Gözlerimde Ankara tütüyor
Masmavi gökleri vurmuş ufkuma
Gündüz hayalime gece rüyama
Ankara'nın eflatun taşı
Babamın kırlaşmış başı
Ve dost yüzlü sokaklar giriyor
Hüzün sokaklarında gülkurusu bir imbat
Kuşların kanadında çığlık çığlık sonbahar
Muhteşem demindeki renklere inat
Kırık telli sazlarda bir Bestenigâr
Eskimiş saçaklarda yüreği dertli kumru
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!