Ne kusur vardı ne parıltı
Ne aşk vardı ne aşık
Kimseler yokken bile
Siyahlar vardı birbirinden güzel
Sevmiyorsundur belki
Beraber içeceğiz diye demlediğim çay soğudu
Yüreğim heyecanla seni beklerken soğudu
Karanlık ruhuma bağlandıkça yavaşça soğudu
Ağlarım ya işte buna yanarım keşke olmasaydım
Soğuk çay, soğuk su, soğuk kahve her şey soğuk
Gönlümü kırdın gülüm
Ruhumu erittin bülbülüm
Yağmurlar yağdırdın bulutum
Başka çarem olsaydı
Sana kalmazdım ey yâr
Sana bağlandım çözemem düğümü
Bu an son an, bu şafak son şafak
Damarlarındaki asil kan akacak
Yiğit yalan mezarından kalkacak
Bu yaşam adalet yarıda kalmayacak.
Gökyüzü son bir kez aydınlanacak.
Hiçbir zaman batmamak üzere!
Birtakım sorular var aklımda
Neden varım neden varsınız?
Cevaplar saklı değil burada
Neden soruyorum, soracaksınız?
Yüreğime akın etmiş bir duygu var
Neden hayatını böyle yaşıyorsun?
Buz gibi bir kalbe niçin sahip değilsin?
Ağlarını örmüş kader ne için zorluyorsun?
Yolun bozuk, ama tamir etmeyi denedin mi?
Harcadığın güzel günlerini neden harcadın?
Heh, belki bu son yazışım olur
Büyük ihtimalle de bu böyledir
Size verecek birkaç tavsiyem olur
Sebep bulmak kolaydır
Bir gün vazgeçmeyeceğin bir sebebin olur
Bu sebep bir gün yokolur
Yaşarken verdiğin vergi iradendir
Ölürken verdiğin vergi bedenindir
Severken verdiğin vergi kalbindir
Gülerken verdiğin vergi acıdır
Ağlarken verdiğin vergi gözyaşlarındır
Yürürken verdiğin vergi geçtiğin mekanlardır
Gökyüzünü dolduran yağmur bulutları
Herkese duyurun bu gece yağmur var!
Bitirdiler yüreğimizdeki yağmurları
Sıra gökyüzünde gökyüzü artık şahit bak!
Ölüm kadar ani gelecek sonları
Ölüm gününde açacak bir çiçek var!
Karanlık bir yerdesin, elinde hiçbir şey yok
Yürümek istiyorsun, elini tutacak kimse yok
Gökyüzü karanlık, açacak bir güneş yok
Yeryüzü sarsılır, barınacak bir yer de yok.
Tek başınasın, ayakta mısın belli bile değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!