il Cogito Ergo Sum...

Yazılmamış mektuplarım vardı
Gençtim, sevmezdim ki dostluk etmeyi latin harfleriyle
genede lezzeti kaldı
Kekremsi, zihin hücrelerim de
Yazılmamış mektupların
Bilirmisiniz?
Siz, bu şehrin çamurda saplamaca...misket,
Kırıkhan oynamamış çocukları
Bilirmisiniz bir zamanlar...
Burda, şehir vardı...

Uzun dilli bakışları vardır opera tadında
Yarınları vardır yangınları vardır
Ağıtları vardır kış günü kazara açan gelinciklerin
Ve yitik ve narin ve prusya mavisi
Düşleri vardır sokaklarında günün solduğu
Gri hüzün tonajlı şehirlerin..

Hangi tınısında yakalandımki sana
Bakışlarında ney misali bin renkli
Ve kokusu vardı sesinin ergüvani leylak
Yaşlanmanın tecrübesizliğiyle
Kaptı eski zaman fırınlarından
Dumanı üstünde aldığım taze düşleri
Düş kurmak,
Kırmızı et gibidir oysa, kalbe zararlı
Ve kollestrol ölçüsüne vurmadan
Vurmadan yaşamalı
Taze sevdaları

Gel, gel beni vurgun bi-zeban
Akla ait her sokakta kapışmaz mı
Kentin diş tırnak sakinleri
Hangi yarınlar..hangi acı tadında anı
Yitip gitti posta kutularımızdan
-Renkleri vardı rüzgarın-
bize ucuz glikoz tadı
e-mail ler kaldı...

(2000)