Özlemle anılacak birer gündürler
Geniş gövdeli ağaçlara
Keskin bıçaklarla kazınmış
Ortasına iki büyük harf yazılmış
Ve yanı başına tarih atılmış
Okla yaralı bir yürek gibi
Anılarımıza yer etmiş
Sevdalı birer gülücüktürler.
Ve onlar
Anadoluda davulsuz, zurnasız, silahsız
Kotarılmış birer düğündürler
Yani onlar
Günde üç öğündürler.
Ne büyük sancılar diner sevgiyle
Ne büyük acılar yaşanır sevgide
Gün ışığına çıksa da her şey bir bir
Kararmasın diye pembe umutlar
Saklanan hep bilinen gerçeklerdir
Zamandır, yine alır gider zamanı
Umutlar başıboş, sarhoş kalır
Ne geçmişte olur gözün, ne gelecekte
Bir umursamaz sarhoşluk içinde
Kâh yapar, kâh yıkarsın gönlündeki sarayı
Hasreti yüreğime bağladılar bu gece
Bin kere kavuşsam da özlüyorum
Niye sevdim seni, soruyorum kendime
Ateşe değdi elim, alev alev yanıyorum
Ne kapımı çalan var, ne halimi soran
Eşsiz güzelliğindir
Gözlerimden gönlüme dolan
Ilık bir nefes sanki
Seni yaşamak sevecenliğinde
Yüreğim çölde susuz kalan
Bir yavru ceylan gibi
Bir hasretin
Bir de ben
Seni sen diye bilen
Hasret ki
Sen yoksun diye var
Bir eski tablo gibi
Donuklaştıkça düşlerimde anılar
O delikanlı sarhoşluğunu yitirir gönlüm
Çocuksu sevecenlikler kaybolur
Ve ince bir sızı gibi derinden
Yüreğimin saltanat köşkünde
Bir sürekli arayıştır yaşamak
Çoğu kez farkında olmadığımız
Bir değişim dünden bugüne
Bugünden yarına
Az önceden şimdiye
İncitmemeli dalında serçeyi
Sevmeli gül açan bahçeyi
Bölüşecek dostlar olmazsa
Ne yapalım altın külçeyi
Maddeyle, ruhla döner gelir usumuza
Süreçle, değişimle, sorunlarla sürüp gider
Adı acundur; töz orda bağlar düğümlerini.
Sevgiyle, insanlıkla dolar içimize
Acıyla, sevinçle, uğraşla bütünleşir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!