(BİLİNMEZLİK)
O an ki;
Gündüzü akşamla bitiren zamansız çalan her saati
durduramıyorsa,
Ve dönüyorsa durmadan akrep ile yelkovan,
Alıp götürüyorsa ufukta henüz kızıllaşmış güneşi,
Zamana karşı bir yolculuktu koşuşturmalarımız
Ütopik bir dünya kuruyorduk
Saf
Granitten yürekler
Kimi zaman sabah eylerdik
Loş sokak lambalarının tiz ışıkları altında.
Paramparçadır gecelerimde uykum,
Hüzünlü bir şarkının ölüm kokan nakaratı gibi,
Haykırışlar sarıyor yüreğimi,
Şehir barut yüklü bir bomba,
Düşlerim kuşatılmışlığıyla büyüyor içimde.
Haydi kalk,
Bu gece acılarımızı kadehlere doldurup,
Sende adı olmayan ama bende adı olan acılarımıza içelim,
Şarabımızın rengi kırmızı olsun,
Kanayan,
Yeni yeni kanamaya başlayan yaralarımız gibi,
İlkbahar yağmur damlası,
Fırtına öncesi düştü saçlarıma,
Islak-ıslak yoklarken ellerimle,
Dokunuşunu anımsattı.
Nice yağmurlara tutulduk seninle,
Kuzey ışıklarına sardım yokluğunda,
Gözlerin kadar uzak,
Bakışlarındaki ulaşılmazlık,
Ve gülüşlerinde ki yanıltan kamaşma.
Ufukta belirdi tel tel saçların,
Tan yeri ağarırken,
Seyredebilmektir güneşi benim özlememim,
Şafakta mırıldanmak bir türküyü,
Yada,
Doyasıya ıslık çalmaktır benim özlemim,
Çamur deryalarında yalpalayıp yürüyebilmek,
(Yeğenim Berfin'in doğumuna atfen)
Hoş geldin Berfin'im,
Hoş geldin yeğenim,
Hoş geldin kardelen çiçeğim,
Hoş geldin aralığın son akşamı,
Umudu tüketirken yaşatmaya çalıştığın ben
Elinde rüzgar gülüyle koşan bir çocuğum şimdilerde
İçimde saklı kalmış bilinmeyen denklemlerimle
Yada ütopyalarımda bende ki biz
Saklambaç hayatlarda yer değiştiren sen ve ben
Yorgunluklarım,
umutsuzluklarım,
Ve yüreğimi kuşatan korkularım var,
Göğsümün sol yanı sarsılırsa,
Sarsma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!