Gurbet senin gözün kör olsun
Nice sevenleri ayırmadın mı
Nedir bu kin bu nefret böyle
Söyle sen daha doymadın mı
Yıktın evimizi talan eyledin
Bitmez yüreklerde O'nun sevgisi
İçimizde vardır, Hallâc-ı Mansûr
Dünya'ya az gelir öyle birisi
Solmayan bahardır Hallâc-ı Mansûr
Derisini yüzsen, ateşte yaksan
Hüzünlü çalarken, hasret türküsü
Son bulacak birgün, ömrün öyküsü
Aldatmasın sakın, dünyanın süsü
Paraya tapanlar, hani nerede
İster zengin olsun, istersen fakir
Hangi yöne baksam, hep hatıran var
Bu şehir hasretin, kokuyor senin
Yastığım taş bana, yorganımsa kar
Yatağım hasretin, kokuyor senin
Yürüdüğüm yolda, ayak izlerin
Doğarken çileli geldim Dünya'ya
Hayatımı yazsam roman olurdu
Gözümdeki yaslar döndü deryaya
Hayatımı yazsam roman olurdu
Ben neler yaşadım bir bilsen neler
Hayatın hiç tadı yok
Sen yoksun diye canım
Küstüm artık her şeye
Keder dolu dört yanım
Gece gündüz farketmez, günün her saatinde
Sabahın seherinde, gün batımı vaktinde
Yazdığım şiirlerde, baktığım her takvimde
Adın yazıyor senin, hep seni okuyorum
Anlatmazsan ben seni, küser inan cümleler
Bir ırmak misali sen gönlüme doluyorsun
Unutmaya çalışsam, rüyama giriyorsun
Bu da yetmezmiş gibi uykumu bölüyorsun
Günün her saatinde yanımda, benimlesin
Huzur veriyor bana, o sımsıcak nefesin
Ben ikiye ayırdım, kendimce insanları
Ağzı iyi laf yapan, puştları bire koydum
Tıkadım kulağımı, duymadım yalanları
Uzaklaştım namertten, ben merd olana uydum
İş lafa geldiğinde, asıp kesen çok olur
İstemem dünya malını
Senden alır, sana kalmaz
Tamah etme mala mülke
Sen gidersin, senle gelmez.
Süleyman'a kalmış mı ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!