Zannedersin bir yayla dumanı, yahut orman, yahut nehir,
Belki de silinmiş mısralardan, süzülüp gelmiş,
Ve gizlenmiş.
*
Hani o, yarım kalmış masallardan arta kalan,
Kimselerin bilmediği, o garip lisan,
Ve işitilmemiş.
*
Belki bir seda, çobanların kavalından,
Yamaçlardan aşağı yankılanan, o ses,
Ezgilerde o efsunlu nefes.
*
Öylesine keder, öylesine hülya, öylesine umut,
İnsanın içine işleyen, o ince sızı,
Ve bitmeyen yazı.
*
Öylesine ayaz, öylesine kor, öylesine saf,
Ruhun, en kuytu köşelerine dolan,
Ve orada duran.
*
Dizinin dibinde, oturduğum vakitler,
Kervanlar yürürdü, ufuklardan aheste,
Yıldızlar yağardı, göklerden.
*
Pınarlar taşardı, kaynaklarından delice,
Ağaçlar hışırdardı, derinden,
Taşlar, topraklar dinlerdi.
*
Kuşlar havalanırdı, dallarından neşeyle,
Mevsimler değişirdi birdenbire,
Baharlar gelirdi.
*
Öyle bir alemdi ki o, nefeslenmek,
Kırk kapılı bir saraydı sanki,
İçindeki ezgide gezerdi.
Kayıt Tarihi : 19.12.2025 13:01:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!