Ben dedikçe bensizleştim çoğu kez.
Başkalarıyla yaşadım hep.
Kendi içimde başka biri daha vardı.
O hep sustu, susturuldu.
Kurtulmak istedi bu kafesinden.
Çabaladıkça yalnızlaştı.
Yalnızlaştıkça yoruldu.
Yoruldu ve küstü.
Her şeye, herkese.
Zaman zaman yaşatmaya çalışıyorum onu.
Çok istekli yaşamaya.
Ama bir türlü kendisine dayatılanlardan ve iç
savaşından kurtulamıyor.
Bekledi hep çevresinin normalleşmesini, anlaşılır
olmayı.
Bekliyor da.
Bakıyor sürekli değişim var mı diye.
Bakıyor da hiçbir şey göremiyor iyileşmeye dair.
Aksine, daha da kötüye gidiyor her şey, herkes.
Ben bir balığım aslında.
Suyundan çıkamayan, çıkmaktan korkan.
Çıkınca öleceğinden bir haber.
Her balığı suyundan çıkaran bir etken yok mudur?
Belki de suyumdan çıkarılmayı bekliyorumdur.
Ya o etken hiç yoksa?
Ya onu benim bulmam gerekiyorsa?
Belki de kendime sormam gereken soru bu.
İçimdeki ‘ben’ i açığa çıkarabilmek için.
Aslında o sorunun doğru cevabına giden yola ihtiyacım
var.
Bu karmaşık iç düzenimde kaybolmadan bir yol
bulmalıyım kendime.
Sıkıyor bazen saklayıp söylenmeyenler, eyleme
dökülmeyen hayaller, istekler, arzular.
Sıkıldığı anda gözünden akan bir damla yaş
rahatlatıyor insanı anlık bile olsa.
Öyle sıkılıyorum ki bazen içimde beni boğan bir el var
sanki.
Kalbimi sıkıyor.
Öyle canımı yakıyor ki gözyaşlarıma engel
olamıyorum.
Bir an sıkma derecesini hafifletiyor.
Fakat ağrı aynı, sancı aynı, zorluk aynı.
Başlarda ona engel olmanın bir yolunu buluyordum.
Ama artık yordu beni.
Ziyadesiyle..
Kayıt Tarihi : 13.12.2020 01:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!