İçimdeki dağı keşfeden şiirlerim,
Şairliğimin sadakasını veriyordu.
Yalnızlığım yankılanırken,
Dağımın eteğinde inzivadan adımlarım
Mağarasını buluyor ve
Süzülen adımlarım
Hirayı görüyordu.
O mağara ki,
Sığınılan bir durak;
İlhamın nefesi,
Tehlikeleri savuşturan bir limandı sanki.
Başı göğe uzanan gönül dağı,
İnziva yolculuğunun en büyük anıtıydı.
Karıncanın aşk treni,
Kobra yılanını boğarken,
Mahşerin aynası
Yaşamı bileviliyordu.
Dağıma olan yolculuğumda
Yalnızlıktan iksirim
Bu hayatı okuyordu inan ki.
Eteğimdeki yel yukarılara tırmanırken,
Fırtınaya dönüşse de nice badireden sonra
Meyvelerim açıyor,
Yüzeyimdeki çiçekler türkü söylerken
Kendimi buluyordum.
Yolu bitmeyen aşkın dağı olmak istiyorsan,
En büyük silahındır
Sükûttan elbiselerin.
Sükût, Hakk’ın rengiydi adeta
Haksızlıkla yıkılan her bedeni
Sükûtun ağıtı
Yerden kaldırıyordu sanki.
Dağındaki ateşi ne söndürebilir ki?
Ne yağmurlar gördü,
Gördü de sönmedi.
Anı yaşarken,
Aşkın sonsuz kuyusundaydım inan ki…
Kayıt Tarihi : 5.9.2025 15:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!