İçim Yanıyor Şiiri - Deniz Gece Mavisi

Deniz Gece Mavisi
606

ŞİİR


36

TAKİPÇİ

İçim Yanıyor

Göğüs kafesimi parçalayıp kalbimi çıkartmak istedim o gece.
Şimdi kelimeleri yan yana getirsem acıyı tarif edemem.
İnsan vücudunda binlerce kemik varken, benim sadece kalbimin kırılması şokuyla döndüm yatağımda soluma.
Siz hiç dudaklarınızı sıkıp sessiz sessiz ağladınız mı, bayım?
Anlatamam ki size, yorgan altındaki çaresizliği, gözlerimdeki yaşların gözlerimi parçalayıp çıkışını.
Hani diyorsunuz ya bana kalpsiz, kalbim varken ne yaptınız?

Umutlarım vardı, birbiri ardına bağlayıp gökyüzüne bir gün olur diye uçurduğum hayallerim vardı.
Solumda yavaş yavaş atan bir de aşkım vardı, bedenime korka korka sığınan.
Ya çok merak ediyorum, bayım; neden beni hiç sevmediniz?
Kollarınız sahte, dilleriniz yalan, neden? Sadece sevilmek istemiştim oysa.

Şairin de dediği gibi, artık beni anlamaya çalışmayın. Ya da “anlıyorum seni” laflarını sarf etmeyin.
Sizin hiç yüreğinize kezzap döküldü mü? Siz hiç bir çivinin üzerine çıplak ayakla bastınız mı?
Ya da ekmek boğazınızda kalıp ölümle yaşam arasında gözlerinizden hayatınızın bir film şeridi gibi geçişine şahitlik ettiniz mi?
Ya gözbebeklerinizin kanla dolduğunu fark ettiniz mi?
Beni anlıyorsunuz, öyle mi?

Buyurun, giyin ayakkabılarımı.
Yürüyün yürüdüğüm yolları, düştüğüm yerlerde düşün, ağladığım yerlerde ağlayın, yorulduğum yerde yorulun ve dönüp geriye bakın bedeninize.
Sonra çevirin aynayı ve sorun kendinize yola çıkan mı sizsiniz, yoksa yolda kaybolan mı?
Ya da umutsuzca yara bere içinde geri dönen mi?
Siz kimsiniz, bayım?
Ben sizi tanımıyorum.

Ben bundan yıllar önce bir terminalde yaşadığım şehre gelip ama tek bir adım bile atamayıp acılarla geri dönen ayakları gördüğüm gün anladım.
Bazen istemek de yetmiyormuş.
Evet bayım, bana diyorsunuz ki: Bana güven.
Nasıl güveneyim?
Her elimi tutanın beni daha hızlı ve sert itişine şahit olmuşken nasıl güveneyim? Ellerimde ölen kelebeklere bile hesap veremiyorum ben.
Saçımdaki aklar hâlâ küs bana.
Benden güven istemeyin bayım. Güvenmem, güvenemem.

Sırtımdan sızan kanlara, kırık avuç içlerime, yolunmuş kanatlarıma, örseletilmiş bedenime bakın.
Nenemin sözü takılıyor yine kulaklarıma, “İnsan güven koklamalı kızım,” derdi bana.
Peki, sizin parfümünüzün adı ne bayım?

Sahi, siz kimsiniz?
Bir gece yarısı kapıyı üzerime kitleyip giden el mi?
Yoksa “seviyorum, aşığım” deyip arkamı dönünce beni unutan dil mi?
Ya da ben her gece uykusuz kalıp şiirler yazarken o şiirleri duymayan kulak mı?
Hâlâ bir kalbiniz var mı?
Hâlâ nefes alabiliyor musunuz?
Ağır gelmiyor mu her kadına aynı yalanları anlatmak?
“Seviyorum, aşığım” sözleri takılmıyor mu boğazınıza?
Merak ediyorum bayım, kaç yüzünüz var sizin?

Siz aşkı boşverin, kurun bir çilingir sofrası.
Oturun karşıma, ben dinlerim sizi. Anlatın, nasıl başarıyorsunuz?
Kalpsiz, ruhsuz ve yüzsüz olmayı anlatın bana.
Anlatın bana ki ben de şişenin dibini bulunca, önce gelişinize, sonra sevişinize, sonra da gidişinize söveyim.
Ya da boşverin, biz susalım, Neşet Baba konuşsun.
Açın lütfen müziğin sesini.
İçim yanıyor benim, bayım, içim.
29.06.2024 14:22

Deniz Gece Mavisi
Kayıt Tarihi : 29.6.2024 14:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!