insanın girilmemiş odalarında
paslı zincir kırık kaplar uzun kışlar var
anlam sözden yapılmaz ki nesnelere bakarken
boşluğun hayvanları gibidir rüzgar
insanın girilmemiş odalarında
çocukların yüzleridir şu ince bahar
Biri bir koca görür rüyasında:
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Devamını Oku
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Sevgili Xalide Efendiyeva bizim derdimiz şiirin zayıflığı vs değildir...bilakis Altan Doğan sevdiğim şairlerin başında gelir aynı zamanda muhabbetimiz vardır kendileriyle...ikamet ettiğim yere kadar tanırlar bizi...lütfedip kitaplarını imzalayıp gönderme nezaketinde bulundular...günün şiirinde...zayıfta olsa kiolmaması tercihimdir...değişik şair açılımları derdindeyim...yoksa birbirimize yorum yazıp oturalım...olay bu değil...kıyıda köşede kalmış...kalemler mutlaka buraya taşınmalı...başka yolu yok...olmayan şairler eklenmeli ve güne taşınmalı...Sayın Adem Bey örnek çalışmalar yapmıştır...devam etmesi zorunludur...sevgilerimle
Günaydın, sevgili Lara hanım,ben sevdiğim şiirleri okuyorum zaten zaman zaman. Bir şeyi anlamamız lazım, şair içinden ne geliyorsa onu yazıyor...benim fikrimce 10 dakikayla 20 dakika arası yazılmayan şiir şiir değil. Yani şiir ilhamın ürünüdür, çalışmanın değil. Çalışma yoluyla yazılan şiirler kendini okutmayan duygusuz cümleler demektir. İki aya iki seneye yazılan şiir şiir değil bence. Ha, bir kaç seneden sonra bir ya iki kelimeyi değiştirmek, bir dizenin yerine digerini koymak başka, buna biz redakte diyoruz. Her şiire, her esere redakte gerekir. Altan Doğanın bu şiiri ilhamla yazılmış. Yani bu şiiri ona yazdıran var. Yazabilseydik ilham dışında da şiir yazardık. Demek ki, şair yalnız şiir yazdığı anda şairdir, bunun dışında adi insandır. Yemek yerken, gülerken, uyurken ve s.demek istediğim bir şey var. Bir şiir herkesin zevkini okşamak zorunda değil. Mesela sizin hoşunuza giden bir şiiri ben beğenmeyebilirim değil mi? Benim beğendiğimi de aynı zamanda siz beğenmezsiniz. Bu durumda ekseriyetin fikri önemli. Bence Günün Şiuri köşesinde yanız güzel şiirler değil, zayıf şiirler de yayınlanmalı ve eleştirilmeli ki, şiirin nasıl olması gerektiğini daha iyi anlayalım.
Sözüm meclisten dışarı, büyüklerden özür dileyerek bir Azerbaycan darbı meseli anlatnak isterim. Hayvanların şahı kirpiyi çağırır ve der: git hangi hayvanın yavrusu daha güzedirse onu bul getir bana. Kirpi bir kaç günden sonra kendi yavrusunun elinden tutar ve şahın huzuruna götürer. Şah sağolsun kendi yavrumdan güzelini bulamadım. Şimdi kirpinin yavrusu kendine güzel göründüğü gibi herkesin balası, her şairin şiiri kendisi için güzeldir.( yine özür diliyorum herkesten). Bizim işimiz bu yavrunun noksanlarını bulup yazmaktır. İlle de Günün şiiri güzel olacak diye bir şey yok, Lara hanım. Size sevgim ve saygı sonsuzdur, aynı zamanda beni tanıyan şairlere ve burdakı yorumcu arkadaşladıma. Benim düşündüğüm bu.
Sayın Anar Zalem
Biraz evvel bir makale okudum 300 yıl kadar evvel osmanlı paşası Ahmet Cevdet paşaydı yanılmıyorsam Osmalıdaki dost akraba yar yaren kayırması yüzünden işin ehline verilemediğinden işlerin bu yüzden iyi gitmediğinden yakınan bir rapor yazmış.Aynı hastalık devam ediyor gibi vesselam.
duraksar rüzgar bu cümlede:
'boşluğun hayvanları gibidir rüzgar'
Efendim bu ve bunun benzeri şiirler bana ifratı hatırlatıyor,zorlamayla,nereden esdiği belli olmayan alkış rüzgarlarıyla,kendini olduğundan fazla göstermek
gibi şeyler geliyor gözümün önüne,haz alamı/yorum.
Tevafuken biraz evvel okuduğum bir makalenin bir cümlesini paylaşmak istiyorum,nefsin için değil inşaallah Allah ın rızası içindir.Hayırlı cumalar.
Bediüzzaman Hazretleri bizi günaha karşı ikaz ederken, 'Günahtan yılandan, çıyandan kaçar gibi kaçınız.' der. Burada yılan ve çıyan tabirinin yerine arslan veya kaplan tabirlerinin kullanılmaması dikkat çekicidir. Zira arslan ve kaplan yiğitçe ve mertçe saldırır. Daha gelmeden ona karşı tedbir alınabilir. Fakat akrep, yılan ve çıyan öyle değildir. Onların ne zaman ve nereden saldıracakları belli olmaz. İşte günah da böyle akrep ve çıyan gibi kalleştir.
bugün bu sorunu halletmeye kararlıyım...ama öyle ama böyle...inanın benimle uğraşmak istemezsiniz...sevimsiz olabilirim
Sevgili Xalide Efendiyeva Altan Doğan şiirini seviyorsanız sayfasına gider okursunuz...burada bu kaçıncı okuyuşunuz bana söyler misiniz...neden tepkinizi koymuyorsunuz...anlamak istiyorum...
Değerli şair Altan Doğan'ın hoş görüsüne sığınrak bu gün okuduğum bir kaç şiirden biri olarak naçizane bir öneri de bulunuyor diyorum ki:
Ülker Ercihan'ın 'Bu vakit' şiirini okudunuz mu?Antolojide daha çok gezinmek lazım diye düşünüyorum.
Zira burası katmerli gül; birbirinin içinden çıkan gül yaprakları gibi çok doğurgan...
Güzel... 'insanın girilmemeiş odalar'ını zabteder şiir dediğimiz mucize...severim Altan Doğan şiirlerini... tebrikler şair...
Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol bu sözüde unutmayalım
Anlaşılan herkesin gizli arşivi var bir zamanlarda şöyle derlerdi mısır tarlalarına donuz dadandı şimdi gül bahçelerine sırtlanlar dadandı yansız her arşivin bir ömrü var Allah ordumuzu yurdumuzu alçaklara uğratmasın bizi bize doğratmasın hayırlı cumalar
Bu şiir ile ilgili 89 tane yorum bulunmakta